Kolpa-Chino konuşmayı öğrendi
aslında onu bile
kankilerinden kaptı
kopya üstüne kopyaladı.
Tarzını, hamurunu
onların unundan yaptı!
Çevresine kendince
sevenlerini bile topladı.
Kolpa-Chino kendini geliştirdi
yalan söylemeyi öğrendi
kafayı rap'e taktı
zencilere sardı
beyazlardan vazgeçti.
Zamanla
kankilerine bir bir
terso yaptı.
Çok sürmedi ama
zamanla foyası çıktı
göze görünür oldu!
Hepsinden bir bir
tekmeyi yedi!..
Ortada tek başına
sap kaldı.
kendine yeni kurbanlar aradı
en yakınındakilere sardı.
Geride kalanlar aslında
hep onu ti-ye aldı!
geyiğe sardı!
o saf salak
bunu da anlamadı!..
Herkese açıldıkça açıldı
kendini hep kurnaz sandı!
Kolpa-Chino
kendini kopyalamalar üzerinden geliştirdi.
Gerideyse
Eski Kanki Cemiyetini bıraktı.
Hala herkesi kandırdığının saflığında
aslında herkes onu ti-ye aldı
foyası bir bir anlaşıldı
paylaşıldı.
gün geçtikçe Kolpa-Chino
iyice boka sardı
kendini de
herşeyi de kolpaladı!
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
31 Ocak 2008 Perşembe
27 Ocak 2008 Pazar
Kapatın Işıkları!
"O site benim aileme dokundu"
"O site benim şehrime bok attı"
"Benim son çıktığım kıza atıfta bulundu!"
kapatın Türki'ye gitsin!.. Yasaklayın!
"O site benim hayat görüşümü lekeledi,
düşünce modelime laf etti!"
"Benim aile ağacımı kötüledi!"
"Bastığım topraklara çamurlu dedi!"
kapatın Türkiye'ye gitsin, cezalandırın
kimse açamasın!
"O site herkesin doğal saydığı seksi açık etti!"
"Herkesin dediğini özgürce yayınladı!"
"O siteyi milyonlar kullandı, ayağa düştü!"
"O site örf ve adetlerimle dalga geçti!"
kapatın Türkiye'ye anasını satayım!
yasaklayın!
kimse giremesin!
Zaten ne ihtiyacımız var bizim özgürlüğe?!
kapatın bütün kapıları;
içeri hiç ışık girmesin!
gözlerimiz kamaşır
kör oluruz sonra!
O site kafasına eseni yaptı;
ne kadar ayıp!
olur mu hiç öyle şey!
Kapatın, yasaklayın
milyonlar bağrına basmış; bize ne?!
Kapatın bütün ışıkları
ve içeri hiç ışık girmesin!!!
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
"O site benim şehrime bok attı"
"Benim son çıktığım kıza atıfta bulundu!"
kapatın Türki'ye gitsin!.. Yasaklayın!
"O site benim hayat görüşümü lekeledi,
düşünce modelime laf etti!"
"Benim aile ağacımı kötüledi!"
"Bastığım topraklara çamurlu dedi!"
kapatın Türkiye'ye gitsin, cezalandırın
kimse açamasın!
"O site herkesin doğal saydığı seksi açık etti!"
"Herkesin dediğini özgürce yayınladı!"
"O siteyi milyonlar kullandı, ayağa düştü!"
"O site örf ve adetlerimle dalga geçti!"
kapatın Türkiye'ye anasını satayım!
yasaklayın!
kimse giremesin!
Zaten ne ihtiyacımız var bizim özgürlüğe?!
kapatın bütün kapıları;
içeri hiç ışık girmesin!
gözlerimiz kamaşır
kör oluruz sonra!
O site kafasına eseni yaptı;
ne kadar ayıp!
olur mu hiç öyle şey!
Kapatın, yasaklayın
milyonlar bağrına basmış; bize ne?!
Kapatın bütün ışıkları
ve içeri hiç ışık girmesin!!!
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Etiketler:
düşünceye saygı,
internet,
özgürlük,
ülkede durum
26 Ocak 2008 Cumartesi
Kakamı Erteledim
O kadar yoğun ki işlerim
kahretsin!
o kadar bedavayım
ve kafam o kadar dilimlere bölünmüş ki;
bu öğlen
kakamı bir türlü edemedim
hep sonraya,
sonraya erteledim.
ve en sonunda
kakamı yapmayı unutmamak için
saat 15.00’a kendime outlook'tan
hatırlatma attım!..
Ve işin üzücü tarafı
üstüne oturup büyüttüğüm kakamın da
fiyatı o kadar ucuz ki;
geciktirmenin getirdiği bir kar
bir beklenti de yok!
Kahretsin
o kadar yoğunum ki;
boku bokuna
ve hiçbir bok da gelmeyeceği halde bana
bu öğlen kakamı
hep sonraya,
sonraya erteledim.
Öyle de beklentisizim ki;
şuracığa
kıçımı gün boyu dayadığım lanet koltuğa
sıçıversem ne fark eder ki!?
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
kahretsin!
o kadar bedavayım
ve kafam o kadar dilimlere bölünmüş ki;
bu öğlen
kakamı bir türlü edemedim
hep sonraya,
sonraya erteledim.
ve en sonunda
kakamı yapmayı unutmamak için
saat 15.00’a kendime outlook'tan
hatırlatma attım!..
Ve işin üzücü tarafı
üstüne oturup büyüttüğüm kakamın da
fiyatı o kadar ucuz ki;
geciktirmenin getirdiği bir kar
bir beklenti de yok!
Kahretsin
o kadar yoğunum ki;
boku bokuna
ve hiçbir bok da gelmeyeceği halde bana
bu öğlen kakamı
hep sonraya,
sonraya erteledim.
Öyle de beklentisizim ki;
şuracığa
kıçımı gün boyu dayadığım lanet koltuğa
sıçıversem ne fark eder ki!?
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Lanet Fotoğraf Karesi
O gün yine
tırlatmalar burnunun dibinde
bir cuma akşamüstü
bütün haftanın, zevkli
ama bir o kadar delirtici yoğunluğunun sonunda
iş yerinde günü kapamak üzereydim.
Baş yanlarımın elektriği tavan yapmış,
gözlerimdeki deli bakışı barizleşmiş,
ellerimse
bana ilk dokunacak adama dalmanın eşiğindeydi!..
Belli ki; yine
servisten inip eve yürürken
tanımadığım insanların bana bakışlarından kıllanıp,
herhangi birine dalma arzum da tavan yapacaktı!
Dolayısıyle beni mutlaka
yürümeme izin vermeden
yolun başından eşim almalıydı!
Çünkü insanlara yazıktı...
Bok yoluna gitmeleri an meselesiydi!
İşte tam bunları düşünürken
iş yerindeki o son saatlerimde
gözlerimdeki deli bakışla
son girdilerimi yaparken siteme;
o arkadaş geldi
beni görüntüledi!
Nedendir bilmem;
tam o anda
yine o çocuksu,
saf,
yarı gerizekalı
kendini mutlu zanneden bakışım devreye girdi!
Ve o lanet fotoğraf karesinde
yine mutlu çıktım!!!
İçimdeki canavarı ise
sadece bir kaç kişi biliyor...
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
tırlatmalar burnunun dibinde
bir cuma akşamüstü
bütün haftanın, zevkli
ama bir o kadar delirtici yoğunluğunun sonunda
iş yerinde günü kapamak üzereydim.
Baş yanlarımın elektriği tavan yapmış,
gözlerimdeki deli bakışı barizleşmiş,
ellerimse
bana ilk dokunacak adama dalmanın eşiğindeydi!..
Belli ki; yine
servisten inip eve yürürken
tanımadığım insanların bana bakışlarından kıllanıp,
herhangi birine dalma arzum da tavan yapacaktı!
Dolayısıyle beni mutlaka
yürümeme izin vermeden
yolun başından eşim almalıydı!
Çünkü insanlara yazıktı...
Bok yoluna gitmeleri an meselesiydi!
İşte tam bunları düşünürken
iş yerindeki o son saatlerimde
gözlerimdeki deli bakışla
son girdilerimi yaparken siteme;
o arkadaş geldi
beni görüntüledi!
Nedendir bilmem;
tam o anda
yine o çocuksu,
saf,
yarı gerizekalı
kendini mutlu zanneden bakışım devreye girdi!
Ve o lanet fotoğraf karesinde
yine mutlu çıktım!!!
İçimdeki canavarı ise
sadece bir kaç kişi biliyor...
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
24 Ocak 2008 Perşembe
Küfürler
Küfürler
bu hayata karşı geliştirdiğim
en güzel tasarımlar...
ayakta durmamın en kısa özet sırları...
Küfürler
kokuşmuş ortam sayesinde
katmer katmer açılımlara uğrarken benliğim
dışa karşı korunma kalkanlarım
maskelerim
rollerim,
puştlara karşı korunmalarım...
Küfürler
sadeleşmenin en tepesine varırken ben
dışarıdakileri aldatan
baktıkça bana baktıran
şaşırtan
dantellerim...
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
bu hayata karşı geliştirdiğim
en güzel tasarımlar...
ayakta durmamın en kısa özet sırları...
Küfürler
kokuşmuş ortam sayesinde
katmer katmer açılımlara uğrarken benliğim
dışa karşı korunma kalkanlarım
maskelerim
rollerim,
puştlara karşı korunmalarım...
Küfürler
sadeleşmenin en tepesine varırken ben
dışarıdakileri aldatan
baktıkça bana baktıran
şaşırtan
dantellerim...
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
23 Ocak 2008 Çarşamba
Tanrıça Geçiyor
Dikkaaaaaat!!!
Tanrıça geçiyooooor!
Elindeki işi bırak
gözlerini doğrudan dik üzerine
ve o yüksek topuklarını vura vura
salınarak
öldürücü
süründürücü endamıyla geçerken
masanın karşısından
bu resmi geçitin içinde tamamen yok ol
sadece sesleri dinle
görüntü şölenine dahil ol!
İşte o her geçtiğinde karşımdan
benliğime zoraki gönderdiğim emirler bunlar!
Emre karşı gelmek var mı peki?
Ne mümkün!?
ve ne haddime?!
erkeklikten men ederler adamı vallahi!
Dikkaaaaaat!!!
Tanrıça geçiyooooor!
Elindeki işi bırak
aklını başına devşir
ve sadece dinle
izle!..
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Tanrıça geçiyooooor!
Elindeki işi bırak
gözlerini doğrudan dik üzerine
ve o yüksek topuklarını vura vura
salınarak
öldürücü
süründürücü endamıyla geçerken
masanın karşısından
bu resmi geçitin içinde tamamen yok ol
sadece sesleri dinle
görüntü şölenine dahil ol!
İşte o her geçtiğinde karşımdan
benliğime zoraki gönderdiğim emirler bunlar!
Emre karşı gelmek var mı peki?
Ne mümkün!?
ve ne haddime?!
erkeklikten men ederler adamı vallahi!
Dikkaaaaaat!!!
Tanrıça geçiyooooor!
Elindeki işi bırak
aklını başına devşir
ve sadece dinle
izle!..
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Etiketler:
güzel kadın,
kadın güzelliği,
kadına saygı,
tanrıça
20 Ocak 2008 Pazar
Yükselen Topuk Sesleri
Artık kesinlikle bunu soruyorum!
Hiç tereddütüm kalmadı bu tepkimde!
Acaba diyorum
yavaş yavaş alçaktan yükselmede
Türk Kadını
yetkinliğini, ciddiyetini
dik duruşunu ve mevkiini
yüksek topuklarının yere vuruşundaki
o tok takırtı ile
doğru orantılı mı görüyor?!..
Topuklar üstünde 8-10 santim yükselenin
duruşu değişiyor, adımları değişiyor,
yüzündeki ifade kibirleniyor
daha bir Firavun'laşıyor nedense?!
Sanki daha büyük işlere imza atmanın
daha etkin yetkilenmenin
daha büyük paralar kazanmanın
aldatıcı bir göstergesi şu topukların tok sesleri!?
"Hayır yok öyle şey!" demeyin!
Etrafınızda yükselen topuk seslerini dinleyin
ve sahiplerini inceleyin.
Birgün sonra alçak topuğa düştüklerinde
lütfen onları tekrar izleyin
ve sonra karar verin!
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Hiç tereddütüm kalmadı bu tepkimde!
Acaba diyorum
yavaş yavaş alçaktan yükselmede
Türk Kadını
yetkinliğini, ciddiyetini
dik duruşunu ve mevkiini
yüksek topuklarının yere vuruşundaki
o tok takırtı ile
doğru orantılı mı görüyor?!..
Topuklar üstünde 8-10 santim yükselenin
duruşu değişiyor, adımları değişiyor,
yüzündeki ifade kibirleniyor
daha bir Firavun'laşıyor nedense?!
Sanki daha büyük işlere imza atmanın
daha etkin yetkilenmenin
daha büyük paralar kazanmanın
aldatıcı bir göstergesi şu topukların tok sesleri!?
"Hayır yok öyle şey!" demeyin!
Etrafınızda yükselen topuk seslerini dinleyin
ve sahiplerini inceleyin.
Birgün sonra alçak topuğa düştüklerinde
lütfen onları tekrar izleyin
ve sonra karar verin!
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Etiketler:
iş hayatı,
türk iş kadını,
türk kadını,
yüksek topuklar
19 Ocak 2008 Cumartesi
Şakaktan Tek Kurşun
Şakaktan girecek tek bir kurşunu
bir yüz yıkamaya tercih ettiğim günlerin sayısı
o kadar çoktur ki inan!..
Bu yüzden kork benden
takılmaktan ayağıma-koluma
bir taş olarak çıkmaktan yoluma...
Binlerce santigrad (her ne bok ölçüyse) ateşlerde
bir anda kül olmanın tadını
öyle çoktur ki tercih ettiğim günlerin sayısı
önüme konacak bir ziyafetin yerine
bu yüzden kork varlığımdan
iştahımdan
gözlerimin hala görüyor
kulaklarımın duyuyor olmasından!
ve sakın
her kim olursan ol
sakın yoluma, önüme
arkama
sağıma-soluma çıkma!
etrafı ateşlerle çevrili yolumda
ayağıma taş olma!
Şakaktan girecek tek bir kurşunu
bin tane övgüye ve
dost selamına tercih ettiğimi
unutma!
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
bir yüz yıkamaya tercih ettiğim günlerin sayısı
o kadar çoktur ki inan!..
Bu yüzden kork benden
takılmaktan ayağıma-koluma
bir taş olarak çıkmaktan yoluma...
Binlerce santigrad (her ne bok ölçüyse) ateşlerde
bir anda kül olmanın tadını
öyle çoktur ki tercih ettiğim günlerin sayısı
önüme konacak bir ziyafetin yerine
bu yüzden kork varlığımdan
iştahımdan
gözlerimin hala görüyor
kulaklarımın duyuyor olmasından!
ve sakın
her kim olursan ol
sakın yoluma, önüme
arkama
sağıma-soluma çıkma!
etrafı ateşlerle çevrili yolumda
ayağıma taş olma!
Şakaktan girecek tek bir kurşunu
bin tane övgüye ve
dost selamına tercih ettiğimi
unutma!
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Etiketler:
arıza haller,
kötü ruh hali,
psikopat,
şizoik kişilik
Kolaydır Akıl Vermek
Kolaydır yediği önünde
yemediği arkasında olana
alttakilere emirler, akıllar vermek...
Onlara
nasıl daha iyi iş yapılacağı adına
binlerce birbirinden ukala
eğitimler-öğretimler düzenlemek!..
Yoktur ki kendisinin ekmek hesabı
aş derdi!..
Sallar durur lafları gariplerime.
Notlarını tutarlar o ukala ağızdan boşalanların.
diğer yandan sırtlarındadır bütün o iş yükü.
zavallılarım
çaresizlerdir
ve işte aslında sırf bu yüzden kibardır bakışları
emirleri verenlere karşı.
eziktir aslında gururları
bakmayın öyle hazır asker gibi dinamik
mutlu görünmelerine!
Üç kuruşluk ekmekleri,
emirleri veren
yedikleri önlerinde
yemedikleri arkalarında olanların
iki dudakları arasında pişmese
öyle bir çıkardı ki içlerindeki canavarları!
ve o zaman işte o ezik
kabulcü gülümsemelerin yerini
yıllardır ezilmiş o canavarın özgürlüğü alırdı!
Külahlar değişilirdi gümbür gümbür!
Kolaydır yediği önünde
yemediği arkasında olana
alttakilere emirler, akıllar vermek...
Ama adam gibi adam olmak istersen bir kere,
bunu bir de ezilenlere sor.
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
yemediği arkasında olana
alttakilere emirler, akıllar vermek...
Onlara
nasıl daha iyi iş yapılacağı adına
binlerce birbirinden ukala
eğitimler-öğretimler düzenlemek!..
Yoktur ki kendisinin ekmek hesabı
aş derdi!..
Sallar durur lafları gariplerime.
Notlarını tutarlar o ukala ağızdan boşalanların.
diğer yandan sırtlarındadır bütün o iş yükü.
zavallılarım
çaresizlerdir
ve işte aslında sırf bu yüzden kibardır bakışları
emirleri verenlere karşı.
eziktir aslında gururları
bakmayın öyle hazır asker gibi dinamik
mutlu görünmelerine!
Üç kuruşluk ekmekleri,
emirleri veren
yedikleri önlerinde
yemedikleri arkalarında olanların
iki dudakları arasında pişmese
öyle bir çıkardı ki içlerindeki canavarları!
ve o zaman işte o ezik
kabulcü gülümsemelerin yerini
yıllardır ezilmiş o canavarın özgürlüğü alırdı!
Külahlar değişilirdi gümbür gümbür!
Kolaydır yediği önünde
yemediği arkasında olana
alttakilere emirler, akıllar vermek...
Ama adam gibi adam olmak istersen bir kere,
bunu bir de ezilenlere sor.
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Etiketler:
adiliyet,
iş hayatı,
kurumsal adiliyet,
ülkede adiliyet
18 Ocak 2008 Cuma
Satmışız Ruhları
Satmışız ruhları en baştan
doğumda üzerimize geçirdikleri
şu ucuz kefenlere;
hayat boyu ne etsek de
güzelleştirsek diye debelenir dururuz
şu ucuz elbiseleri!
Tek bir kişi de mi sormaz Allah'ım kendine
bir günümü çırılçıplak geçirsem de
kendimi bilsem
hiç fark olmaz mı diye?!..
Hiç mi merak etmez kimse
kendi ellerimle çıkartıp atsam şu kefeni de
hayata kavuşsam nasıl olur
ölmeden önce diye?!..
Satmışız ruhları en baştan
hala enayiler gibi her gün didinip
arar dururuz
ne etsek de kefenleri güzelleştirsek diye...
Olmaz dostum olmaz!
Bilmez misin ki şu kefenden vazgeçmedikçe
bütün bu yalandan giyinme, süslenme
çalışıp-didinme
çaldığında senin de borun
kül olup gidecek bir günde!
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
doğumda üzerimize geçirdikleri
şu ucuz kefenlere;
hayat boyu ne etsek de
güzelleştirsek diye debelenir dururuz
şu ucuz elbiseleri!
Tek bir kişi de mi sormaz Allah'ım kendine
bir günümü çırılçıplak geçirsem de
kendimi bilsem
hiç fark olmaz mı diye?!..
Hiç mi merak etmez kimse
kendi ellerimle çıkartıp atsam şu kefeni de
hayata kavuşsam nasıl olur
ölmeden önce diye?!..
Satmışız ruhları en baştan
hala enayiler gibi her gün didinip
arar dururuz
ne etsek de kefenleri güzelleştirsek diye...
Olmaz dostum olmaz!
Bilmez misin ki şu kefenden vazgeçmedikçe
bütün bu yalandan giyinme, süslenme
çalışıp-didinme
çaldığında senin de borun
kül olup gidecek bir günde!
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Etiketler:
Allah İnancı,
allaha yalvarış,
bilgelik bilinci,
yalan dünya
İş Yeri Arkadaşlıkları
Kimse beni iknaya çalışmasın,
boşuna konuşmasın
gücünü harcamasın
ağzıyla kuş tutsa inandıramaz
iş yerlerindeki samimiyete
özverili arkadaşlıklara
gönülden söylemlere!..
Kimse beni boşuna oyalamasın,
sinirlerimi ayaklandırmasın,
başına bela almasın
pişman olur yalanlarına
arkasından izler kara lanetlerim
kurtaramaz inan kıçını
fena lekelerim,
evdeki bulgurdan olmasın!
(Can-ciğerlerim hariç...)
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
boşuna konuşmasın
gücünü harcamasın
ağzıyla kuş tutsa inandıramaz
iş yerlerindeki samimiyete
özverili arkadaşlıklara
gönülden söylemlere!..
Kimse beni boşuna oyalamasın,
sinirlerimi ayaklandırmasın,
başına bela almasın
pişman olur yalanlarına
arkasından izler kara lanetlerim
kurtaramaz inan kıçını
fena lekelerim,
evdeki bulgurdan olmasın!
(Can-ciğerlerim hariç...)
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Etiketler:
iş hayatı,
yalancı dostluk,
yalancı gruplaşmalar
12 Ocak 2008 Cumartesi
Kıvırtkan Yöneticileri
Bozuk çalmaya başladımı işler bir kere
kesinlikle patronlar değildir sorumluları.
Oturttukları yöneticileri masaya yatırmalı
onların kaçamak tedbirlerine
korkakça beyanlarına
eksik bilgilendirmelerine bakmalı.
Esas suç;
doğruyu yansıtamayacak kadar en yukarıya
cesaretsiz olmaları
ve sonra üstüne üstlük
yalanlarını örtmek için patronlara
bütün alt takıma yüklenmeleri
faturaları onlara yıkmaları
her işten sıyrılmak ve
rahat kıçlarını garantilemek için
onları daha çok ezmeleri...
ve daha da hazini;
faturaları kesmek istediklerinde patronlar
herşeyden bihaber,
önlerine
yesinler rahatlasınlar diye
alt takımdakileri atmaları!..
Boka sarmaya başladımı bir kere işler;
kesinlikle patronlar değildir sorumluları.
Tek adres kesinlikle;
gemiyi, güvenerek ellerine teslim ettikleri
kıçları rahat
cesaretsiz
kaypak, kıvırtkan
yöneticileri...
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
kesinlikle patronlar değildir sorumluları.
Oturttukları yöneticileri masaya yatırmalı
onların kaçamak tedbirlerine
korkakça beyanlarına
eksik bilgilendirmelerine bakmalı.
Esas suç;
doğruyu yansıtamayacak kadar en yukarıya
cesaretsiz olmaları
ve sonra üstüne üstlük
yalanlarını örtmek için patronlara
bütün alt takıma yüklenmeleri
faturaları onlara yıkmaları
her işten sıyrılmak ve
rahat kıçlarını garantilemek için
onları daha çok ezmeleri...
ve daha da hazini;
faturaları kesmek istediklerinde patronlar
herşeyden bihaber,
önlerine
yesinler rahatlasınlar diye
alt takımdakileri atmaları!..
Boka sarmaya başladımı bir kere işler;
kesinlikle patronlar değildir sorumluları.
Tek adres kesinlikle;
gemiyi, güvenerek ellerine teslim ettikleri
kıçları rahat
cesaretsiz
kaypak, kıvırtkan
yöneticileri...
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Etiketler:
iş ahlakı,
iş hayatı,
ülkede durumlar,
yanlış iş ahlakı,
yöneticiler
Puşt Dost Eskisine Güzellemeler!
Herkesin vardır çok yakınlarından aldıkları darbeler.
Bu darbeler çok can yakarlar ilk anda. Sonradansa insana geçreklerin acı yüzlerini gösterirler. Doğru olanı, ayırt edilmesi gerekeni sonradan da olsa sertçe hatırlatırlar ve insanı kendi düzeyine, gerçeklerine döndürürler. O acı ile hatırlama aşamasından sonraysa artık o insanın yüzü aydınlığa daha da yaklaşır, çünkü yanlış seçimlerin ona getirdiği yanlış dostluklardan geç de olsa arınmak bir anlamda kendini kazanmaktır.
Fazlalıklarımızdan arına arına kendimize daha da yaklaşırız. İşte yanlış dostluklar kendi kimliklerini açık edip, kopma noktasına geldiğinde üzülmeyin bu yüzden. Evet; ölünün arkasından bir süre yas olması doğaldır, ama inanın önünüz ve vizyonunuz bundan sonra daha temiz olacak.
"Puşt Dost Eskisi"ne ithaf ettiğim şiirlerin indeksine tıklayarak ilerleyebilirsiniz. Bu çok özel bir reçetedir!
Köpeklerin Havlamalarına
Çakallara Tutunma
Kolpa Gangsta Bozması
Çöpteki Kanki'ye Güzelleme!
Puştlar Çoğalmazdı!
Bu darbeler çok can yakarlar ilk anda. Sonradansa insana geçreklerin acı yüzlerini gösterirler. Doğru olanı, ayırt edilmesi gerekeni sonradan da olsa sertçe hatırlatırlar ve insanı kendi düzeyine, gerçeklerine döndürürler. O acı ile hatırlama aşamasından sonraysa artık o insanın yüzü aydınlığa daha da yaklaşır, çünkü yanlış seçimlerin ona getirdiği yanlış dostluklardan geç de olsa arınmak bir anlamda kendini kazanmaktır.
Fazlalıklarımızdan arına arına kendimize daha da yaklaşırız. İşte yanlış dostluklar kendi kimliklerini açık edip, kopma noktasına geldiğinde üzülmeyin bu yüzden. Evet; ölünün arkasından bir süre yas olması doğaldır, ama inanın önünüz ve vizyonunuz bundan sonra daha temiz olacak.
"Puşt Dost Eskisi"ne ithaf ettiğim şiirlerin indeksine tıklayarak ilerleyebilirsiniz. Bu çok özel bir reçetedir!
Etiketler:
çöpteki kanki,
kankilik,
nefret,
puşt,
puşt dost eskisi,
puştlar,
yalancı dostluk
Kolpa Gangsta Bozması
Kolpa Gangsta Bozması
öyle bir salak ki;
zenci meraklısı
karagöt hayranı
günboyu Rap dinler
Türkçe Rapçilere küfreder
ama bir türlü anlamaz ki
kendi de Türk'tür!..
Pehhh!!!
Yandan koy da Gangsta Bozması
belki inandırırsın ahmakları kendine!..
Hayal aleminde yüzer kendi kendine
Rap Kralı zanneder
ucuz mafya zanneder kendini de
alakası yoktur aslında yaşamının.
esen rüzgara göre belirler rotasını
elinde bile değildir!..
Masken düştü artık Gangsta'nın yandan yemişi!
Bende kalmadı bir sihrin, gizemin
hatta delikanlılığın bekaretini yitirdi!
Ağzınla kuş tutsan bitti artık
kolpanın tekisin benim için!
Pehhh!!!
Hala enayi bol çevrende,
bunu iyi bilirsin!
Yandan koy da Gangsta Bozması
belki inandırırsın ahmakları kendine!..
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
öyle bir salak ki;
zenci meraklısı
karagöt hayranı
günboyu Rap dinler
Türkçe Rapçilere küfreder
ama bir türlü anlamaz ki
kendi de Türk'tür!..
Pehhh!!!
Yandan koy da Gangsta Bozması
belki inandırırsın ahmakları kendine!..
Hayal aleminde yüzer kendi kendine
Rap Kralı zanneder
ucuz mafya zanneder kendini de
alakası yoktur aslında yaşamının.
esen rüzgara göre belirler rotasını
elinde bile değildir!..
Masken düştü artık Gangsta'nın yandan yemişi!
Bende kalmadı bir sihrin, gizemin
hatta delikanlılığın bekaretini yitirdi!
Ağzınla kuş tutsan bitti artık
kolpanın tekisin benim için!
Pehhh!!!
Hala enayi bol çevrende,
bunu iyi bilirsin!
Yandan koy da Gangsta Bozması
belki inandırırsın ahmakları kendine!..
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Etiketler:
çöpteki kanki,
gangsta bozması,
kankilik,
yalancı dostluk
Çöpteki Kanki'ye Güzelleme!
Evden eve
yataklı-yorganlı
tabaklı-bıçaklı-çatallı,
aynı bardak modunda
pantolon, don, gömlek birarada kankiydik.
Yüz-gözdük
çoğu zaman topluma karşı tek göz'dük.
Beraber çamurladık herkesi!
Beraber küfürledik arkalarından,
hiç haberleri yok hala
yediklerinden!!!
En yakın görüneni, yağcısı,
arkadaşı, yandan yanaşanı
tamamen almışlardı paylarını
bilmiyorlar hala
neler döndüğünü arkalarından!
Şimdi bile bazıları yanında...
Zavallı saflar hatta yanaşmalarda hala!..
Destekçisi, ikoncusu, kolpacısı, yağcısı
masum yüzüne kanmalarda!..
aynı bardak modunda
pantolon, don, gömlek birarada kankiydik.
Çok kere darbelendik, ayakta kaldık.
Zaman zaman kuş beyinli
mantığı aştı, cezasını her aldığında
koptu, küstü...
En yakınındaki çakallara tutundu çaresiz.
Benden önce de vardı kankileri;
hepsini eskitti
farklı nedenlerle...
Yedi bir bir tekmelerini
gerçeği gördüklerinde!
Üç kere dağıldık, toplandık biz de onunla.
Sonuncusu dündü...
Taşıyamadım daha fazla bu anlamsızlığı.
Daha fazla kötüleyemeyeceğim herkesi arkasından!
Belki bana "deli, yalancı" diyecekler,
desinler...
Allah bilir ya;
aynı bardak modunda
pantolon, don, gömlek birarada kankiydik.
Bir ben bilirim gerçek yüzünü!
Bir de benden önceki iki tanesi...
Ötesi yok!
Herkes kandırıldı
hepsi aldatmaca!..
Daha fazla taşıyamadım bu kolpa yalanı
ve kestim hesabını...
Sırlarınıysa çöpe attım kendisiyle...
Tek derdim bulaşmasın bana
yakarım bu sefer
bakmam vicdanına, tek tel saçına!
ve Allah kurtarsın
hala bu kolpa ve anlamsız yalana
bu oyuna kurban
etrafında dolanan
yaltakçı Çakalları...
Ömer Dalman (Ocak 2007)
www.antoloji.com/omer_dalman
yataklı-yorganlı
tabaklı-bıçaklı-çatallı,
aynı bardak modunda
pantolon, don, gömlek birarada kankiydik.
Yüz-gözdük
çoğu zaman topluma karşı tek göz'dük.
Beraber çamurladık herkesi!
Beraber küfürledik arkalarından,
hiç haberleri yok hala
yediklerinden!!!
En yakın görüneni, yağcısı,
arkadaşı, yandan yanaşanı
tamamen almışlardı paylarını
bilmiyorlar hala
neler döndüğünü arkalarından!
Şimdi bile bazıları yanında...
Zavallı saflar hatta yanaşmalarda hala!..
Destekçisi, ikoncusu, kolpacısı, yağcısı
masum yüzüne kanmalarda!..
aynı bardak modunda
pantolon, don, gömlek birarada kankiydik.
Çok kere darbelendik, ayakta kaldık.
Zaman zaman kuş beyinli
mantığı aştı, cezasını her aldığında
koptu, küstü...
En yakınındaki çakallara tutundu çaresiz.
Benden önce de vardı kankileri;
hepsini eskitti
farklı nedenlerle...
Yedi bir bir tekmelerini
gerçeği gördüklerinde!
Üç kere dağıldık, toplandık biz de onunla.
Sonuncusu dündü...
Taşıyamadım daha fazla bu anlamsızlığı.
Daha fazla kötüleyemeyeceğim herkesi arkasından!
Belki bana "deli, yalancı" diyecekler,
desinler...
Allah bilir ya;
aynı bardak modunda
pantolon, don, gömlek birarada kankiydik.
Bir ben bilirim gerçek yüzünü!
Bir de benden önceki iki tanesi...
Ötesi yok!
Herkes kandırıldı
hepsi aldatmaca!..
Daha fazla taşıyamadım bu kolpa yalanı
ve kestim hesabını...
Sırlarınıysa çöpe attım kendisiyle...
Tek derdim bulaşmasın bana
yakarım bu sefer
bakmam vicdanına, tek tel saçına!
ve Allah kurtarsın
hala bu kolpa ve anlamsız yalana
bu oyuna kurban
etrafında dolanan
yaltakçı Çakalları...
Ömer Dalman (Ocak 2007)
www.antoloji.com/omer_dalman
Etiketler:
çöpteki kanki,
puşt,
puşt dost eskisi,
yalancı dostluk
Puşt Dost Eskisi
Kolpanın teki, düzeysiz
dost eskisi almıştı dersini
durulmuştu paparayı yiyince...
ama tabii kıroluk ya;
bir-iki ay sonra paparadan
yine duramadı sakin
riski çeker kanı puştun
çamurunu attı sonunda yine
bir yemek arasında...
bütün düzeysizliğiyle
terbiyesizliğiyle
gösterdi kıro yüzünü,
aldı karşı lafı yüzüne o dakika
insanların içinde;
etti papara iki!..
Hayvanla insan arası
düzeysiz bir ruh karışımında
rahat edemeyecek 'puşt' tabii.
eminim
bir süre sonra
kaşınacak yine,
bulaşmaya çalışacak
kalitesiz çamuruyla
üzerime-başıma...
ama bilmez ki kiminle aşık attığını
aptal!..
bir alır, iki alır dersini
sonra yer büyük darbeyi
elindekilerden de olur da
yok ki haberi gafilin!..
Bilseydi bu ortamda
bu ülkede
sahipsiz kimsenin olmadığını
girer miydi bu kadar riske dost eskisi
gavur hayranı?..
davranır mıydı böylesine terbiyesiz
böylesine kıro?..
yaklaşır mıydı bu kadar
ateşin gürül gürül yükseldiği
o kızgın fırının dibine?..
Hep aynıdır cahil dost eskileri;
derslerini almazlar
yandıkça yanarlar
kaşındıkça kaşınırlar.
Papara bir,
papara iki,
üç derken
bekliyorum şimdi yeni yeni çamurlar senden
seni terbiyesiz, düzeysiz
puşt
dost eskisi...
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
dost eskisi almıştı dersini
durulmuştu paparayı yiyince...
ama tabii kıroluk ya;
bir-iki ay sonra paparadan
yine duramadı sakin
riski çeker kanı puştun
çamurunu attı sonunda yine
bir yemek arasında...
bütün düzeysizliğiyle
terbiyesizliğiyle
gösterdi kıro yüzünü,
aldı karşı lafı yüzüne o dakika
insanların içinde;
etti papara iki!..
Hayvanla insan arası
düzeysiz bir ruh karışımında
rahat edemeyecek 'puşt' tabii.
eminim
bir süre sonra
kaşınacak yine,
bulaşmaya çalışacak
kalitesiz çamuruyla
üzerime-başıma...
ama bilmez ki kiminle aşık attığını
aptal!..
bir alır, iki alır dersini
sonra yer büyük darbeyi
elindekilerden de olur da
yok ki haberi gafilin!..
Bilseydi bu ortamda
bu ülkede
sahipsiz kimsenin olmadığını
girer miydi bu kadar riske dost eskisi
gavur hayranı?..
davranır mıydı böylesine terbiyesiz
böylesine kıro?..
yaklaşır mıydı bu kadar
ateşin gürül gürül yükseldiği
o kızgın fırının dibine?..
Hep aynıdır cahil dost eskileri;
derslerini almazlar
yandıkça yanarlar
kaşındıkça kaşınırlar.
Papara bir,
papara iki,
üç derken
bekliyorum şimdi yeni yeni çamurlar senden
seni terbiyesiz, düzeysiz
puşt
dost eskisi...
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Etiketler:
çöpteki kanki,
kankilik,
yalancı dostluk
11 Ocak 2008 Cuma
Pislik Temizler de Giderim
Sessiz, sakin, kendi halimde
biraz ulvi
biraz meditatif
hedefim uzaklarda
suya-sabuna dokunmadan göçüp gitmektense
bir-iki pisliği de ben temizlerim,
başlarına dert olurum
rahatlarını kaçrır da giderim
daha iyi!..
Sarılmışken etrafım bin tanesiyle;
sessiz sakin, asilce yaşayacağıma
el değmemiş sosyetikler gibi,
biraz sürünürüm
girmediğim delik kalmaz
pislik olurum hatta
ama mutlaka pisliklerden temizler de göçerim
şanımla, namımla
daha iyi!..
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
biraz ulvi
biraz meditatif
hedefim uzaklarda
suya-sabuna dokunmadan göçüp gitmektense
bir-iki pisliği de ben temizlerim,
başlarına dert olurum
rahatlarını kaçrır da giderim
daha iyi!..
Sarılmışken etrafım bin tanesiyle;
sessiz sakin, asilce yaşayacağıma
el değmemiş sosyetikler gibi,
biraz sürünürüm
girmediğim delik kalmaz
pislik olurum hatta
ama mutlaka pisliklerden temizler de göçerim
şanımla, namımla
daha iyi!..
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Çöpteki Kankiye Güzelleme!
Çöpteki Kanki'yle İlgili Diğer Şiirler:
Köpeklerin Havlamalarına
Çakallara Tutunma
Puştlar Çoğalmazdı!
Çöpteki Kankiye Güzelleme!
Evden eve
yataklı-yorganlı
tabaklı-bıçaklı-çatallı,
aynı bardak modunda
pantolon, don, gömlek birarada kankiydik.
Yüz-gözdük
çoğu zaman topluma karşı tek göz'dük.
Beraber çamurladık herkesi!
Beraber küfürledik arkalarından,
hiç haberleri yok hala
yediklerinden!!!
En yakın görüneni, yağcısı,
arkadaşı, yandan yanaşanı
tamamen almışlardı paylarını
bilmiyorlar hala
neler döndüğünü arkalarından!
Şimdi bile bazıları yanında...
Zavallı saflar hatta yanaşmalarda hala!..
Destekçisi, ikoncusu, kolpacısı, yağcısı
masum yüzüne kanmalarda!..
aynı bardak modunda
pantolon, don, gömlek birarada kankiydik.
Çok kere darbelendik, ayakta kaldık.
Zaman zaman kuş beyinli
mantığı aştı, cezasını her aldığında
koptu, küstü...
En yakınındaki çakallara tutundu çaresiz.
Benden önce de vardı kankileri;
hepsini eskitti
farklı nedenlerle...
Yedi bir bir tekmelerini
gerçeği gördüklerinde!
Üç kere dağıldık, toplandık biz de onunla.
Sonuncusu dündü...
Taşıyamadım daha fazla bu anlamsızlığı.
Daha fazla kötüleyemeyeceğim herkesi arkasından!
Belki bana "deli, yalancı" diyecekler,
desinler...
Allah bilir ya;
aynı bardak modunda
pantolon, don, gömlek birarada kankiydik.
Bir ben bilirim gerçek yüzünü!
Bir de benden önceki iki tanesi...
Ötesi yok!
Herkes kandırıldı
hepsi aldatmaca!..
Daha fazla taşıyamadım bu kolpa yalanı
ve kestim hesabını...
Sırlarınıysa çöpe attım kendisiyle...
Tek derdim bulaşmasın bana
yakarım bu sefer
bakmam vicdanına, tek tel saçına!
ve Allah kurtarsın
hala bu kolpa ve anlamsız yalana
bu oyuna kurban
etrafında dolanan
yaltakçı Çakalları...
Ömer Dalman (Aralık 2007)
www.antoloji.com/Omer_dalman
Çöpteki Kankiye Güzelleme!
Evden eve
yataklı-yorganlı
tabaklı-bıçaklı-çatallı,
aynı bardak modunda
pantolon, don, gömlek birarada kankiydik.
Yüz-gözdük
çoğu zaman topluma karşı tek göz'dük.
Beraber çamurladık herkesi!
Beraber küfürledik arkalarından,
hiç haberleri yok hala
yediklerinden!!!
En yakın görüneni, yağcısı,
arkadaşı, yandan yanaşanı
tamamen almışlardı paylarını
bilmiyorlar hala
neler döndüğünü arkalarından!
Şimdi bile bazıları yanında...
Zavallı saflar hatta yanaşmalarda hala!..
Destekçisi, ikoncusu, kolpacısı, yağcısı
masum yüzüne kanmalarda!..
aynı bardak modunda
pantolon, don, gömlek birarada kankiydik.
Çok kere darbelendik, ayakta kaldık.
Zaman zaman kuş beyinli
mantığı aştı, cezasını her aldığında
koptu, küstü...
En yakınındaki çakallara tutundu çaresiz.
Benden önce de vardı kankileri;
hepsini eskitti
farklı nedenlerle...
Yedi bir bir tekmelerini
gerçeği gördüklerinde!
Üç kere dağıldık, toplandık biz de onunla.
Sonuncusu dündü...
Taşıyamadım daha fazla bu anlamsızlığı.
Daha fazla kötüleyemeyeceğim herkesi arkasından!
Belki bana "deli, yalancı" diyecekler,
desinler...
Allah bilir ya;
aynı bardak modunda
pantolon, don, gömlek birarada kankiydik.
Bir ben bilirim gerçek yüzünü!
Bir de benden önceki iki tanesi...
Ötesi yok!
Herkes kandırıldı
hepsi aldatmaca!..
Daha fazla taşıyamadım bu kolpa yalanı
ve kestim hesabını...
Sırlarınıysa çöpe attım kendisiyle...
Tek derdim bulaşmasın bana
yakarım bu sefer
bakmam vicdanına, tek tel saçına!
ve Allah kurtarsın
hala bu kolpa ve anlamsız yalana
bu oyuna kurban
etrafında dolanan
yaltakçı Çakalları...
Ömer Dalman (Aralık 2007)
www.antoloji.com/Omer_dalman
Etiketler:
kankilik,
kolpalar,
yalan dünya,
yalancı dostluk,
yaltakçılar
Aldatma Kendini
Aldatma kendini sakın;
zaman fena zaman...
Tutunabileceğini sandığın bütün bu safsata
hani şu herkesin bildikleri
koca bir yalan inan!
Şöyle bir bak etrafına
ve
kendi ruhun
düşüncelerin
umutların
bir-iki hobin,
karın-sevgilin, çocuğun
ve sana ait sporun dışında
herşeyi at çöpe!
İnan bana
bunu yapacağın zaman da gelecek
ve bu çok yakın...
Şimdi derin bir nefes al
hayatta bir kere dürüst ol kendine!..
ve bana doğru söyle...
...........
Gördün değil mi şimdi?
Tutunabileceğini sandığın bütün bu safsata
hani şu herkesin bildikleri
koca bir yalan!
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
zaman fena zaman...
Tutunabileceğini sandığın bütün bu safsata
hani şu herkesin bildikleri
koca bir yalan inan!
Şöyle bir bak etrafına
ve
kendi ruhun
düşüncelerin
umutların
bir-iki hobin,
karın-sevgilin, çocuğun
ve sana ait sporun dışında
herşeyi at çöpe!
İnan bana
bunu yapacağın zaman da gelecek
ve bu çok yakın...
Şimdi derin bir nefes al
hayatta bir kere dürüst ol kendine!..
ve bana doğru söyle...
...........
Gördün değil mi şimdi?
Tutunabileceğini sandığın bütün bu safsata
hani şu herkesin bildikleri
koca bir yalan!
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Etiketler:
bilgelik bilinci,
cahil dünya,
sahte bilgelik
Köpeklerin Havlamalarına
Alışırsın dostum alışırsın
hiç merak etme!
Köpeklerin havlamalarına da,
çakalların yanaşmalarına da,
kokarcanın kokusuna da alışırsın...
Zaten bunun için yapılandın,
bunun için yaratıldın...
deneyimlemek
görmek
ve ayırt etmek için
akla karayı,
dostla düşmanı...
Merak etme dostum,
zaman seni de biler keskin kılıç gibi,
gün gelir hissetmezsin bile
nasıl kesip geçtiğini hepsini...
Dostum
aydınlandıkça sen
ve tahammül edemedikçe yanlışlara,
ayılara, çakallara, köpeklere;
bilirim
biraz rahatsızlanırsın
sesin yükselir
dikkatlerini çekersin.
Ama sabret
kendin bile şaşarsın
hatta eğlenirsin!
Köpeklerin havlamalarına da,
çakalların yanaşmalarına da,
kokarcanın kokusuna da
alışırsın...
Ömer Dalman (Aralık 2007)
www.antoloji.com/omer_dalman
hiç merak etme!
Köpeklerin havlamalarına da,
çakalların yanaşmalarına da,
kokarcanın kokusuna da alışırsın...
Zaten bunun için yapılandın,
bunun için yaratıldın...
deneyimlemek
görmek
ve ayırt etmek için
akla karayı,
dostla düşmanı...
Merak etme dostum,
zaman seni de biler keskin kılıç gibi,
gün gelir hissetmezsin bile
nasıl kesip geçtiğini hepsini...
Dostum
aydınlandıkça sen
ve tahammül edemedikçe yanlışlara,
ayılara, çakallara, köpeklere;
bilirim
biraz rahatsızlanırsın
sesin yükselir
dikkatlerini çekersin.
Ama sabret
kendin bile şaşarsın
hatta eğlenirsin!
Köpeklerin havlamalarına da,
çakalların yanaşmalarına da,
kokarcanın kokusuna da
alışırsın...
Ömer Dalman (Aralık 2007)
www.antoloji.com/omer_dalman
Etiketler:
ayılar,
çakal,
çakallar,
kankilik,
köpekler,
yalaka,
yalancı dostluk,
yalancı gruplaşmalar
Satıcılar ve İhbarcılar
Kurumlardaki satıcılara,
ispiyonculara, taşıyıcılara,
ihbarcılara sebep olan neden
onların aksamış yapıları,
üzerlerinde oluşmuş çatlaklar
ve doğru oturmayı bilmeyen yöneticileridir.
Patronlarınsa kulakları
gözleri
koku alma duyuları çok gelişmiş olduğundan;
bir yerden sonra kokular yükselir yukarı doğru
satışlar, ispiyonlar, ihbarlar başlar
ve en sonunda
çatlaklar kapanır yeni harçlarla...
Yapı dört bir yandan kasnaklanır ama
yepyeni insanlarla, yöneticilerle.
Yine olmadıysa hatta
bütün yapı yıkılır
baştan yapılır.
Patronlar bal gibi bilirler çünkü,
balık kuyruktan değil,
her zaman baştan kokar!
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
ispiyonculara, taşıyıcılara,
ihbarcılara sebep olan neden
onların aksamış yapıları,
üzerlerinde oluşmuş çatlaklar
ve doğru oturmayı bilmeyen yöneticileridir.
Patronlarınsa kulakları
gözleri
koku alma duyuları çok gelişmiş olduğundan;
bir yerden sonra kokular yükselir yukarı doğru
satışlar, ispiyonlar, ihbarlar başlar
ve en sonunda
çatlaklar kapanır yeni harçlarla...
Yapı dört bir yandan kasnaklanır ama
yepyeni insanlarla, yöneticilerle.
Yine olmadıysa hatta
bütün yapı yıkılır
baştan yapılır.
Patronlar bal gibi bilirler çünkü,
balık kuyruktan değil,
her zaman baştan kokar!
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Etiketler:
iş ahlakı,
şirketler,
ülkede durum,
yanlış iş ahlakı
9 Ocak 2008 Çarşamba
Pişmiş Kelle
Ya bu anlamsız
aptalca
dünyayı bitiren komediye sırtını dayayıp,
sen de pişmiş kelle gibi sırıtacaksın
ve bir şey olmamış gibi yapacaksın
ya da
durdurun dünyayı ineceğim diyeceksin,
bu sahneyi kendin için sonlayacaksın.
Yok çünkü başka bir ara nokta inan
Ya tam olarak herkes gibi soytarı olacaksın
gönlünle görünüşünü ayıracaksın
ya da
sert yumruğunu vurup
kalkanlarını kuşanıp
koca bir kahkaha ordusuyla savaşacaksın!
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
aptalca
dünyayı bitiren komediye sırtını dayayıp,
sen de pişmiş kelle gibi sırıtacaksın
ve bir şey olmamış gibi yapacaksın
ya da
durdurun dünyayı ineceğim diyeceksin,
bu sahneyi kendin için sonlayacaksın.
Yok çünkü başka bir ara nokta inan
Ya tam olarak herkes gibi soytarı olacaksın
gönlünle görünüşünü ayıracaksın
ya da
sert yumruğunu vurup
kalkanlarını kuşanıp
koca bir kahkaha ordusuyla savaşacaksın!
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Etiketler:
adiliyet,
cahil dünya,
komedi,
ülkede durum
8 Ocak 2008 Salı
Yolunda
Ben bir geceyi daha
yarınki umutlarımı hiçliğe gömerek yatmayı
kar bilirim benliğime
yolunda...
Edindiğim bütün moralleri
dayandığım tarihimi, ailemi, sülalemi,
en yakınımdakileri tam koparıp benliğimden
çırılçıplak yatmanın cesaretindeyim
yolunda...
Tutunduğum ekmek kapımı
ideallerimi
şu çok büyük amaçlarımı
her yattığımda
hiçliğe bırakmanın,
hepsinin üzerine toprak örtmenin
dayanılmaz coşkusunda
cesaretindeyim
yolunda...
Ben bir geceyi daha
çırılçıplak çocuğun gibi kollarında
sonlamanın peşindeyim
ve gözümü insan gözlerimle her diktiğimde yarına
o gözleri suçlulukla kapatır dururum
ateşlerde yanarım
yolunda...
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
yarınki umutlarımı hiçliğe gömerek yatmayı
kar bilirim benliğime
yolunda...
Edindiğim bütün moralleri
dayandığım tarihimi, ailemi, sülalemi,
en yakınımdakileri tam koparıp benliğimden
çırılçıplak yatmanın cesaretindeyim
yolunda...
Tutunduğum ekmek kapımı
ideallerimi
şu çok büyük amaçlarımı
her yattığımda
hiçliğe bırakmanın,
hepsinin üzerine toprak örtmenin
dayanılmaz coşkusunda
cesaretindeyim
yolunda...
Ben bir geceyi daha
çırılçıplak çocuğun gibi kollarında
sonlamanın peşindeyim
ve gözümü insan gözlerimle her diktiğimde yarına
o gözleri suçlulukla kapatır dururum
ateşlerde yanarım
yolunda...
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Etiketler:
Allah İnancı,
allaha yalvarış,
bilgelik bilinci,
ölüm aşkı
Verme
Ne olur ki?..
verme isteklerimi bir türlü,
boşa harca beni
yeteneklerimi
güzel gönlümü
şaytanlarımı
cinlerimi
gözlerimi boşa harca...
Ben hiçbir şeysiz de benim
üstelik daha da ben!..
Ne olur ki vermesen fazlalıklarımı?..
Daha çabuk uyanırım hayalden
gerçeğin ateşi daha çok yakar-kavurur beni;
verme!..
Ne olur ki?
dualarımı, dileklerimi,
umutlarımı
iyi bir hayat beklentimi verme!..
Oldum olası senin de özlemin var herhalde
şu güzel gönüle?..
Verme!..
Ben böyle hiçbir şeysiz
kendimle kavrulmayı da severim
ve inan bana
bu şekilde gözlerimi
daha çabuk sana dikerim!..
Tez elden sana gelirim!
Verme
verme
hiçbir şey verme!..
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
verme isteklerimi bir türlü,
boşa harca beni
yeteneklerimi
güzel gönlümü
şaytanlarımı
cinlerimi
gözlerimi boşa harca...
Ben hiçbir şeysiz de benim
üstelik daha da ben!..
Ne olur ki vermesen fazlalıklarımı?..
Daha çabuk uyanırım hayalden
gerçeğin ateşi daha çok yakar-kavurur beni;
verme!..
Ne olur ki?
dualarımı, dileklerimi,
umutlarımı
iyi bir hayat beklentimi verme!..
Oldum olası senin de özlemin var herhalde
şu güzel gönüle?..
Verme!..
Ben böyle hiçbir şeysiz
kendimle kavrulmayı da severim
ve inan bana
bu şekilde gözlerimi
daha çabuk sana dikerim!..
Tez elden sana gelirim!
Verme
verme
hiçbir şey verme!..
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Etiketler:
Allah İnancı,
allaha yalvarış,
benlik bütünlüğü,
bilgelik bilinci
Kahrolası Kartlar
Ah şu bela bankalar
ah şu bankaların
bela kartları!!!
Olur olmaz borçlandırırlar.
'Kapattım' zannedersin
bir yıl sonra adamı deli edercesine
kart boçları çıkarırlar!
Tekrar "kapatın" dersin;
anlamazlar
laf salatasına girerler
zamanına tecavüz ederler
ananı ağlatırlar!
Telefonda tehdite girersin
çekinirsin ama
kayıt vardır,
ya suç olursa?!..
Ses tonunu 'öküz gibi' yapacaksın bunlara
başka yolu yok!..
Tehdite yakın bir racon katacaksın haline-tavrına
kalantor zannedecekler karşılarındakini!
yoksa kafana binerler
ve hiç inmezler
şu kahrolası
ama zaman zaman 'yine de hayat kurtaran'
bankalar!..
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
ah şu bankaların
bela kartları!!!
Olur olmaz borçlandırırlar.
'Kapattım' zannedersin
bir yıl sonra adamı deli edercesine
kart boçları çıkarırlar!
Tekrar "kapatın" dersin;
anlamazlar
laf salatasına girerler
zamanına tecavüz ederler
ananı ağlatırlar!
Telefonda tehdite girersin
çekinirsin ama
kayıt vardır,
ya suç olursa?!..
Ses tonunu 'öküz gibi' yapacaksın bunlara
başka yolu yok!..
Tehdite yakın bir racon katacaksın haline-tavrına
kalantor zannedecekler karşılarındakini!
yoksa kafana binerler
ve hiç inmezler
şu kahrolası
ama zaman zaman 'yine de hayat kurtaran'
bankalar!..
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Etiketler:
banka kartları,
bankalar,
ülkede durum,
vatandaş
7 Ocak 2008 Pazartesi
Zavallı İş Severler
Bizim ortamda
çoğu kurumda
işini sevenler
en büyük aptallar olarak
en zor işlerde kullanılırlar.
Çünkü
onlar işlerini sevdiklerinden
ve çalışmaktan zevk aldıklarından
iş dışında bir şey düşünmeyip
sürekli üretirler.
Az para ile de olsa
sürünerek de olsa
severek çalışırlar
şükrederler.
Diğerleri
yani yalancılar, kan emiciler
fırsatçılar ve yağcılar
işi ve çalışmayı sevmezler.
Zavallı iş severler harıl harıl çalışırlarken
bu tilkiler hep daha fazla kan emmenin,
para hortumlamanın
adam satmanın ticaretini geliştirirler.
Bu yüzden bizim ortamımızda
birçok kurumda
işlerini seven insanlar
normalden fazla sevilirler!!!
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
çoğu kurumda
işini sevenler
en büyük aptallar olarak
en zor işlerde kullanılırlar.
Çünkü
onlar işlerini sevdiklerinden
ve çalışmaktan zevk aldıklarından
iş dışında bir şey düşünmeyip
sürekli üretirler.
Az para ile de olsa
sürünerek de olsa
severek çalışırlar
şükrederler.
Diğerleri
yani yalancılar, kan emiciler
fırsatçılar ve yağcılar
işi ve çalışmayı sevmezler.
Zavallı iş severler harıl harıl çalışırlarken
bu tilkiler hep daha fazla kan emmenin,
para hortumlamanın
adam satmanın ticaretini geliştirirler.
Bu yüzden bizim ortamımızda
birçok kurumda
işlerini seven insanlar
normalden fazla sevilirler!!!
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Etiketler:
iş ahlakı,
iş hayatı,
ülkede durum,
yanlış iş ahlakı
5 Ocak 2008 Cumartesi
Zaman Dolduruyorum
Tam "Tamam artık!
Oldu-bitti
hepsi bu kadarmış
buraya kadar
tam teçhizatlı ruhumla
uzun yola hazırım
uçuş için!" diyorum;
kahretsin
takılıyor bir şeyler ayaklarıma
toprağa çekiyor beni
istemesem de!..
Tam o sıfırlanışın tarifsiz huzuruna
bir kez daha ermişken
gülümseyen yüzümle herşeyi olgunlukla görüp
tatlı bir son vedanın heyecanıyla
uykuya dalıyorum...
çalınıyor çıkışın kapıları,
yüzümü aralıktan sokuyorum
kahretsin!
yine birileri, yine bir şeyler takılıyor
keskinleşmiş niyetime!
sanki oyun oynar gibi paçavra olmuş ruhumla;
istediğime, isteyeceğime pişman oluyorum!..
Bıkmıyorum
sık sık "tamam" diyorum, "bitti"
bizdeki de çelik irade yeğenim!
ve bekliyorum...
"Ateşle oynuyorsun!" diyor bir üst sesim;
hemen cevabını veriyorum:
O ateşin içine elimi çoktan soktum
bu ruhu o ateşlerde çoktan erittim
törpüledim,
süt dökmüş kedi yaptım ben.
Ne desen boş yeğenim!
Sadece zaman dolduruyorum.
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Oldu-bitti
hepsi bu kadarmış
buraya kadar
tam teçhizatlı ruhumla
uzun yola hazırım
uçuş için!" diyorum;
kahretsin
takılıyor bir şeyler ayaklarıma
toprağa çekiyor beni
istemesem de!..
Tam o sıfırlanışın tarifsiz huzuruna
bir kez daha ermişken
gülümseyen yüzümle herşeyi olgunlukla görüp
tatlı bir son vedanın heyecanıyla
uykuya dalıyorum...
çalınıyor çıkışın kapıları,
yüzümü aralıktan sokuyorum
kahretsin!
yine birileri, yine bir şeyler takılıyor
keskinleşmiş niyetime!
sanki oyun oynar gibi paçavra olmuş ruhumla;
istediğime, isteyeceğime pişman oluyorum!..
Bıkmıyorum
sık sık "tamam" diyorum, "bitti"
bizdeki de çelik irade yeğenim!
ve bekliyorum...
"Ateşle oynuyorsun!" diyor bir üst sesim;
hemen cevabını veriyorum:
O ateşin içine elimi çoktan soktum
bu ruhu o ateşlerde çoktan erittim
törpüledim,
süt dökmüş kedi yaptım ben.
Ne desen boş yeğenim!
Sadece zaman dolduruyorum.
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Etiketler:
allaha yalvarış,
bilgelik,
bilgelik bilinci
Bizim Ortamımız
Hataları bulup, çıkartıp, irdeleyip,
bilincine bilinç katma,
yeni yeni birbirinden şık
küfürler icad etme,
şiddet ve kini içinde biriktirip,
enerjiye çevirip,
hırsla iş üretme peşinde olanlar için
ne bulunmaz nimettir
bizim ortamımız!..
Hayattan erkenden bıkma,
herşeyden genç yaşta vazgeçme,
gözlerini sonsuza dikme veya
düpedüz üstüne gidip herşeyin
tırlatma
etrafa korku salma peşinde olanlar için
ne olağanüstü bir sirktir
bizim ortamımız!..
Helal olsun vallahi yapanlara!!!
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.anoloji.com/omer_dalman
bilincine bilinç katma,
yeni yeni birbirinden şık
küfürler icad etme,
şiddet ve kini içinde biriktirip,
enerjiye çevirip,
hırsla iş üretme peşinde olanlar için
ne bulunmaz nimettir
bizim ortamımız!..
Hayattan erkenden bıkma,
herşeyden genç yaşta vazgeçme,
gözlerini sonsuza dikme veya
düpedüz üstüne gidip herşeyin
tırlatma
etrafa korku salma peşinde olanlar için
ne olağanüstü bir sirktir
bizim ortamımız!..
Helal olsun vallahi yapanlara!!!
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.anoloji.com/omer_dalman
Umrumda mı Anne?
Yandaki araçların hızlarına göre
kendimden bağımsız
ipler onların ellerinde yol almam anne...
Zaten benzinle-mazotla çalışırken onların arabaları
sonsuz umutla çalışıyor benimki,
imanımı rüzgar edip katıyor arkasına...
Başlangıcımız aynı
varacağımız yerler farklı anne...
bana ne onların hızından
artist artist hareketlerinden
bana ne onların
anlık kazanç peşindeki yüzlerinden
zaferlerinden, sevinçlerinden?..
Takdirlerini, beğenmelerini, onurlandırmalarını,
hatta benliğime aynalıklarını boşver...
Başarılı, sanatçı, yetenekli,
arkadaş canlısı, gülümseme,
"çocuksuluk üstadı" ilan etmelerini
ve sık sık bu hallerime inanamamalarını boşver anne;
bakarım kendime
soldurmam,
sürekli yükseltirim ışığımı,
sağlığımı korurum
coşkumla beslerim ruhumu
hepsinin üstüneyse
inancımı çadır ederim,
bu kokuşmuş dünyalarında
el altından yaşar giderim
bana ne onlardan
hızlarından
hırslarından anne?!..
maddeleşmişken
ifadesi 'para'lanmışken maneviyatın bile
yalan olmuşken bu dünyanın ruhu
itelenmişken;
onların gururları, onurları
zaferleri veya kurtuluşları
kimin umrunda anne?..
yarın yıkılırmış
afetlere gömülürmüş bu uygarlık dedikleri
üzülürmüş eş-dost,
dağılırmış aileler;
topu gitsin isterse
umrumda mı anne?!..
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
kendimden bağımsız
ipler onların ellerinde yol almam anne...
Zaten benzinle-mazotla çalışırken onların arabaları
sonsuz umutla çalışıyor benimki,
imanımı rüzgar edip katıyor arkasına...
Başlangıcımız aynı
varacağımız yerler farklı anne...
bana ne onların hızından
artist artist hareketlerinden
bana ne onların
anlık kazanç peşindeki yüzlerinden
zaferlerinden, sevinçlerinden?..
Takdirlerini, beğenmelerini, onurlandırmalarını,
hatta benliğime aynalıklarını boşver...
Başarılı, sanatçı, yetenekli,
arkadaş canlısı, gülümseme,
"çocuksuluk üstadı" ilan etmelerini
ve sık sık bu hallerime inanamamalarını boşver anne;
bakarım kendime
soldurmam,
sürekli yükseltirim ışığımı,
sağlığımı korurum
coşkumla beslerim ruhumu
hepsinin üstüneyse
inancımı çadır ederim,
bu kokuşmuş dünyalarında
el altından yaşar giderim
bana ne onlardan
hızlarından
hırslarından anne?!..
maddeleşmişken
ifadesi 'para'lanmışken maneviyatın bile
yalan olmuşken bu dünyanın ruhu
itelenmişken;
onların gururları, onurları
zaferleri veya kurtuluşları
kimin umrunda anne?..
yarın yıkılırmış
afetlere gömülürmüş bu uygarlık dedikleri
üzülürmüş eş-dost,
dağılırmış aileler;
topu gitsin isterse
umrumda mı anne?!..
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Etiketler:
anne,
anneye yakarış,
cahil dünya,
dünyaya tepki,
gurur,
kolpalar,
onur,
yalan dünya
3 Ocak 2008 Perşembe
Tefe-Tüfe
TEFE
TÜFE
ÜFE!
Oranlar belli oldu yine!
Yine sırtında bolca yük
vatandaşın!
Beller yamuldu
kalçalar çıktı
kafalar düzlendi de
hala yetmedi
TEFE
TÜFE
ÜFE!..
Kiracılar kemirildi
kan kalmadı
sperm kalmadı
su kalmadı hücerelerde
emildi!
Kıçlar açıkta
emekler çöplükte...
zengin daha zengin
sırtlanlar, çakallar bolda
ekmek peşindeki zavallım yine
her zamanki gibi darda...
Biz eskiden tüf tüf yapardık
TV antenlerinden
o zaman da çıkardı o çirkin ses:
tüf tüf
TEFE
TÜFE
ÜFE!..
Hababam üfle üfle!
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
TÜFE
ÜFE!
Oranlar belli oldu yine!
Yine sırtında bolca yük
vatandaşın!
Beller yamuldu
kalçalar çıktı
kafalar düzlendi de
hala yetmedi
TEFE
TÜFE
ÜFE!..
Kiracılar kemirildi
kan kalmadı
sperm kalmadı
su kalmadı hücerelerde
emildi!
Kıçlar açıkta
emekler çöplükte...
zengin daha zengin
sırtlanlar, çakallar bolda
ekmek peşindeki zavallım yine
her zamanki gibi darda...
Biz eskiden tüf tüf yapardık
TV antenlerinden
o zaman da çıkardı o çirkin ses:
tüf tüf
TEFE
TÜFE
ÜFE!..
Hababam üfle üfle!
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
2 Ocak 2008 Çarşamba
Dayakla, Sopayla
Birileri
bu vahşileşmiş,
medeniyetten elini-eteğini çekmiş,
birbirlerine düşmanlaşmış insanlara
yerlerdeki lanet beyaz çizgilerin
süs değil,
zebra deseni hiç değil,
yayalara da yaşam fırsatı için konulduğunu
uyarılarla
düdüklerle
cezalarla
yaptırımlarla...
ya da yine olmadı;
dayakla
sopayla
kötekle
kafa-göz yöntemleriyle
hatırlatmalı!
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
bu vahşileşmiş,
medeniyetten elini-eteğini çekmiş,
birbirlerine düşmanlaşmış insanlara
yerlerdeki lanet beyaz çizgilerin
süs değil,
zebra deseni hiç değil,
yayalara da yaşam fırsatı için konulduğunu
uyarılarla
düdüklerle
cezalarla
yaptırımlarla...
ya da yine olmadı;
dayakla
sopayla
kötekle
kafa-göz yöntemleriyle
hatırlatmalı!
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Etiketler:
ayılar ve dayak,
dayak,
sopa,
ülkede durum,
yaya geçitleri
1 Ocak 2008 Salı
Sonsuza Yaklaşan Veda
Epostalarda, cep telefonlarında dolaşan
ulaşılmaz hayallerin anlık yansımaları
binlerce
ama binlerce yeniyıl kutlaması,
tebrikler
şaşaalı resimlere, filmlere bezenmiş
monitör sayfaları...
Yine milyonlarca lira,
dolar, mark değerinde
sektörel harcamalar
pompalamalar
allayıp
en pahalısından pullamalar!..
Hatta yer yer
hepsinden baskın çıkmak için
daha orijinal, az rastlanır türden
kutlamalar...
Kendini diğerlerinden ayırt etmeler...
Kutlamalarını olası işlere çevirmeler...
Adeta bir boy gösterme yarışı;
iyi niyet ve temenniler üzerinden,
onları alet ederek
basamak ederek güçlenmiş nefislerine!..
Ama var mı acaba kökte bir değişiklik?
Sonsuza aralanan kapılarda
daha büyük bir umut akışı,
içeri doğru bir aydınlanma?
Var mı acaba köhneleşmiş
maddeleşmiş ruhlarda
bir kendini bırakma,
teslimiyet
ve yüzlerini biraz olsun
sonsuza çevirme?..
Hiç sanmıyorum...
Epostalarda, cep telefonlarında dolaşan
hayallerin anlık yansımaları
binlerce
ama binlerce yeniyıl kutlaması...
Hepsi kitlece bir boy gösteriş...
Nefisleri daha da kuvvetlendirmenin
yakıcı alevlerinde
gittikçe zorlaşan geriye dönüşün
sonsuza yaklaşan vedası...
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
ulaşılmaz hayallerin anlık yansımaları
binlerce
ama binlerce yeniyıl kutlaması,
tebrikler
şaşaalı resimlere, filmlere bezenmiş
monitör sayfaları...
Yine milyonlarca lira,
dolar, mark değerinde
sektörel harcamalar
pompalamalar
allayıp
en pahalısından pullamalar!..
Hatta yer yer
hepsinden baskın çıkmak için
daha orijinal, az rastlanır türden
kutlamalar...
Kendini diğerlerinden ayırt etmeler...
Kutlamalarını olası işlere çevirmeler...
Adeta bir boy gösterme yarışı;
iyi niyet ve temenniler üzerinden,
onları alet ederek
basamak ederek güçlenmiş nefislerine!..
Ama var mı acaba kökte bir değişiklik?
Sonsuza aralanan kapılarda
daha büyük bir umut akışı,
içeri doğru bir aydınlanma?
Var mı acaba köhneleşmiş
maddeleşmiş ruhlarda
bir kendini bırakma,
teslimiyet
ve yüzlerini biraz olsun
sonsuza çevirme?..
Hiç sanmıyorum...
Epostalarda, cep telefonlarında dolaşan
hayallerin anlık yansımaları
binlerce
ama binlerce yeniyıl kutlaması...
Hepsi kitlece bir boy gösteriş...
Nefisleri daha da kuvvetlendirmenin
yakıcı alevlerinde
gittikçe zorlaşan geriye dönüşün
sonsuza yaklaşan vedası...
Ömer Dalman (Ocak 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)