29 Haziran 2008 Pazar

Seksen Lira

8o lira derdi bazı abiler
insan hayatının değerine...
Mermi fiyatı malum...

Hocam bendeki hayat daha ucuz inan!
Tek farkım yüzüm güzel.
zannederler ki içim de güzel...

diline yandımının estetiği
güzel yüz doğumları
beden uzuvları
şanslı varoluşlar!..

Topuna koyayım kıçtan!
Ne yazar baba bunlar?..

Ben o 80'e taktım kafayı
oldum olası...
Tek vuruşluk bir burun kanaması gibi
biraz şiddetlisi tabii...
Tek vuruşluk
sonsuz bir sinüs rahatlaması
sonsuza bağlanmak
saniyede...

Var mı baba daha delicesi?!

Güzel yüz doğumları
temiz, terbiyeli aile tripleri,
asil beden uzuvları
sağlıklı hayatlar;

yerim bunların hepsini
koyarım kıçına baba!

Sen bana o 80'den bahset!..


Ömer Dalman (29.06.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman



Bir kere adam ol!

Bir kere adam gibi
mert ol da bari
bana ölümlerden ölüm beğen
benim yerime
bir Pazar günü bezginliği sonunda daha!

Bir kere adam ol da
bitir işimi bari
çek fişimi...
Seçimi bana bırakma
kaderim habersiz gelsin
bir sen bil,
sen öldür bari de;

bir kere mert ol
adam gibi!..


Yaptığın en büyük iyilik olarak
geçecek Ömer Tarihine.
Hatta günah gibi görünse de uzaktan
senin hanene 'sevap' olarak yazdıracam inan!..
Bu yüzden rahat olsun için
rahat davran
dilediğin ölümlerden ölüm beğen
benim adıma
umursamadan tepeden inme bitir
işimi!..

Bir kere mert ol lan!
Bir kere adam ol da;
bana ölümlerden ölüm beğen
benim yerime
bir Pazar günü bezginliği sonunda daha!
Hayatım sonsuz ışıkla dolsun.

Bana yağabileceğin tek iyilik
işte bu...


Ömer Dalman (29.06.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman


KKKA

Kırım
Kongo
Kanamalı
Ateşi!

Pehhh!!!
Hepsi bu mu yani?!
Bu kadar kısa mı?
Bitti mi?!..

Size kısasını söylemişler vallahi.
Hiç yeter mi bu kadar kısa-altma bize?!
Daha karmaşıklarına alışkınız biz!

Aslı gayet de uzun
ve daha
çok daha saçma!..

Aynen şöyle:

AAADTKSÖ3KKKA!..

Yani;
Adamın
Anasını
Avradını
Dürten
Topraklarımıza
Korku salan
Önlemi alınmayan
3 kuruşluk
Kırım
Kongo
Kanamalı
Ateşi!!!

Şimdi anladınız mı!?
Pehh!!!!



Ömer Dalman (24.06.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman



28 Haziran 2008 Cumartesi

Çalarım Hayat Borumu

Notaları tek tek
isimleriyle bilip
isimleriyle zikrederek mi
melodiyi seslendirmek?

yoksa
notaları bilip, tanıyıp
isimlerini zikretmeden
sadece onlarla olarak
onları taşıyarak
melodiyi özgürce mi seslendirmek?

İşte
ben bu yüzden
hayatla ilgili öğretilenleri
felsefeleri
eğitimleri, boku-püsürü
tam olarak uygulamam
onlara tam dahil olmam.


bildiğim gibi üflerim nefesimi,
müziğimi...
bildiğim gibi çalarım hayat borumu.


Ömer Dalman (28.06.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman



Sallamışım Dünyanın Anasını

Oooof of
eller-ayaklar kesildi
kafa epey bi kıyak
endişeler sıfırlandı
beyinden yedim yine...

Yirmi gün sonra
ilk Meharis Puromu patlattım
kahve ile yanında...

Hem de yoğun
leş gibi
yine de zevkli bir haftanın üstüne
dumanımı günlere
aylara
yıllara
kokuşmuş hayata üfledim...

Oooof of
kafa oldu bi dünya
eller-ayaklar kesik
önümde monitörüm
dünya ayaklarımın altında
bi kanatlarım eksik...

Kim sallar işi-gücü
dünyayı
küresel ısınmayı?!
Hele bir de fonda jazz var ya;
sallamışım dünyanın anasını!..


Ömer Dalman (28.06.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman



25 Haziran 2008 Çarşamba

Pisim ben

Pisim ben
leşim ben
midesiz!

Ne desen
ne tedavi önersen
reçetelere boğsan
faydasız!..

Pisim ben
leşim ben
dengesiz!

Nörologları önersen
haplara boğsan
dost elini versen
faydasız!..

Pisim ben
Leşim ben
midesiz!

Yüzüm
tersine
hep temiz...
Üstüm-başım şık
sözlerim cillop gibi
şirinlik abidesi

ama hiç gelme oltaya
pişman olma
değerlerini bırakma
şaşıp kalma...

Pisim ben

Leşim ben
dengesiz
midesiz
ve güvenilmez!..


Ömer Dalman (26.06.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman



23 Haziran 2008 Pazartesi

İşte tam istediğim!

En olmadık
umulmadık bir anda
en yoğun saatlerinde işimin
ofisin wc'sinde rahatlarken
çekseler yukarı aniden
tam da hayalimdeki uzay ortamına...

Silinse bu boktan
ucuz sahnedeki varlığım...
İz kalmasa benden
Ömer denen faniden...

Boş kalsa oturduğum koltuk...

aval aval
salak ötesi şaşkınlıkla
baka kalsa bütün yüzler birbirlerine!..

Hiç çaktırmasam yukarıdan
neşeyle izlesem
inançsız,
temelsiz meraklanışlarını
ve şaşkınlıklarına şaşkınlık eklesem!..

O çok kokuşmuş
kayıplar listesinde yeralsam!

ve tepede
bulunduğum ortamdan
en cıvık kahkahalarımla
hallerine gülsem!

İşte hiç abartısız
delikanlı gibi dürüstçe
tam istediğim de bu!..


Ömer Dalman (23.06.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman


Çaylı Ayaklı Seks

Onunla yapacağım seks
bol miktarda çay içermeli...

İnce,
üzerine yapışan taytıyla bezenmiş
o güçlü bacak ve basenleri eşliğinde
bayatlamış, leş gibi kokmuş

bir depo atık çayı
çıplak ayaklarıyla ağzıma zorla
bastıra bastıra sokuştururken
zorla nefes almanın çekiciliğinde
görebildiğim kadar onun hırsını izleyip
boşalmaların zirvesine oturmalıyım.

O yine de durmamalı ama;
hep devam etmeli!

Atık, leş gibi kokan çaylar,
güçlü basenleri,
taytı,
hırsı
ve çıplak ayaklarıyla
defalarca eriyip, bitmeliyim!

Daha ne isterim ki?!



Ömer Dalman (23.06.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman


22 Haziran 2008 Pazar

Ne büyük şereftir

En az bir şerefsizin
kıçına ot tıkama şansı varsa delikanlının;
ne büyük mutluluktur bu hayata
o doğruluk hırsı dolu gözlerle
veda etmesi!..

Tek bir pis kokunun bile azalacağı umuduyla
o tek vuruşla
ucuz bir leş eklemek bu kutsal topraklara...

O zafer madalyasını eklemek yakaya
öyle girmek o tabuta
ne büyük şereftir!..


Ömer Dalman (22.06.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

21 Haziran 2008 Cumartesi

Telekulak-Melekulak

Öyle telekulak-melekulak
tele-eposta, göte parmak
bize bir şey ifade etmez arslanım!

Dinledim, takip ettim zannedersin;
tersine dinlenirsin,
ülkeye ilanını yaparlar,
anlamazsın bile
şaşırırsın!..

Öyle telekulak-melekulak
göte parmak
bizi ödlekler gibi tırstırmaz arslanım!

Senfoniye çeviririz hakkındaki lafları
telefonlarda, epostalarda
konserler veririz adına;
namın alır yürür
ülke çapında rezil olursun
pişman olursun arslanım!

Utanacak tek bir şeyimiz kalmamışken;
telekulaklarla, göte parmaklarla tehdite kalkışma!
Yersin orta parmağı kulaklarından
dudakların oynar orospular gibi
şaşırırsın
kuyruğunu kıstırır sıvışırsın arslanım!

Unutma
bizde ha bir toz zerresi
ha bir can!..


Ömer Dalman (22.06.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman





Alacağınız olsun!

Sanatıyla
yazdıklarıyla, çizdikleriyle
ürettikleriyle değil de,
tabancasıyla-tüfeğiyle
kaç adamı tehdit ettiğiyle
kimleri kollayıp
kimleri kıskaca aldığıyla övünen
kibirden güç alan bir ülke olduk ya;
alacağınız olsun e mi!?

İş yerlerinde çalışkanlığıyla,
üretim ustalığıyla,
şirkete kattıklarıyla değil de
kaç kişiye hükmettiğiyle,
kaç kişiyi işten çıkarıp,
kaç adamına koltuk verdiğiyle övünen
bir ülke olduk ya;

topunuzun Atatürk'ten
onca şehitten, şehit annesinden
yedi ceddimizden
ve doğacak onca çocuğumuzdan
çekeceğiniz olsun e mi?!


Ömer Dalman (21.06.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

Sözde Zafer

Hani vardır ya
metropol sosyetesinde

ve entelinde;
ortak şeyleri dinlediklerinden kimi zaman
biraraya geldiklerinde
dinledikleri sanatçıları tokuşturduklarında
nasıl da aldatıcı bir kurtarılmışlık hissiyle
zaferleri paylaşırlar!?

Gözlerinde o sözde bütünlüğün ışığı parlar.
Sanki dünyayı, ahireti
ışığı-karanlığı
ortak dinledikleri şeylerle çözmüşler gibi,
sanki böylece dertlerinden
hayatı çözmekten
ölümden ve ötesinden
paçayı sıyırmışlar gibi
bebekler gibi
nasıl da morallenirler!

Her şey öyle iki şarkı kadar kolay olsaydı;
biz burada yazar mıydık onca şiiri adamım!?
Pehhh!!!..



Ömer Dalman (21.06.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman


16 Haziran 2008 Pazartesi

Vicdanı öğreneceksin

Geliştireceksin vicdanını
öyle ya da böyle...
Yoksa öyle bir boşluğunu yakalar ki hayat;
vicdan üreteceğim diye son dakikada
anan ağlar!..

Pişman olursun onca vicdansız bekleyişe.
'Keşke!' dersin ama
yakalamışlar hayat artık ensenden
kaçamazsın!

En acı

en zor şekilde öğretmeye niyetlidir
sana vicdanı.
Hayır diyemezin!..

Ellerinle parçalarsın göğüslerini,
çeşit çeşit acı tasarlarsın
bedenin üstünde de
illa ki vicdanı tanımlarsın.

Kendi kendine o ıssız gecelerde
karanlığa feryat edersin
tanımladığın vicdanı.
Seni anlasın da
bir daha yakalamasın diye ensenden hayat
yalvarırsın!


Sen önce davran
elin hiç değmediyse eğer
bir an önce vicdanı öğren.


Ömer Dalman (16.06.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

Paso Geyik yani

Malum
iş yerlerimizde
geçilmiyor geyikten.

Herkes bir mizah ustası,
herkes güldürükçü,
boş duran yok!

ağızlarsa torba değil
paso üretir dururlar
vır vır vır.
Laf üstüne laf inşa ederler
kitleler yükselir boktan boktan
belediye çöplüklerinden beter.
paso geyik yani...

Tabii elle tutulur bir şey var mı?
Yooook!

Bir dert atsan ortaya
çil yavrusu gibi kaçışır hepsi,
geyik kardeşliği sökmez orada
yıkılır dayanaksız binaları orta yere!
Zaten yoktu ki olan bir bok?..
paso geyik yani....

E biz de her seferinde derinden
rastladıkça geyik yoğunlaşmasına
çevrede, yemekte,
ofiste, sigarada
diyoruz ki içimizden her daim:

Hay ben geyiğinizin a....na koyıyım!..


Ömer Dalman (16.06.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

15 Haziran 2008 Pazar

Domalmışlar

Kıçlarına kadar donanmışlar
bilişimle
teknolojiyle
eklentilerle
entelce söylemek gerekirse;
-toollarıyla-...
Hatta domalmışlar...

Boğazlarına kadar gömülmüşler
hesaplara
workshoplara
bokshoplara
yaşam koçlarına
yogilere
pilateslere bine bine
top olmuşlar da;
hala bi bok yok ortada!..

Hedefleri aynı
bakışları aynı
ağızları aynı
duydukları aynı;
hala bi bok yok dedikleri!..

Kıçlarına kadar donanmışlar
donanım manyağı olmuşlar
neredeyse götlerini bile
evet götlerini bile otomatik yıkar olmuşlar da;
hala bi bok yok ortada!
Bir milim bile fark etmemiş halleri...

Para için
eğilip, bükülmüşler,
yüzlere gülmüşler,
bu yolda domalmışlar
düzülmüşler de;
yine bi bok yok olan biten

içeride!..

Bari bırakalım da
donanımlarla domalmanın
tadını çıkarsınlar!..


Ömer Dalman (15.06.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

Bıktım!

Bıktım!
hepsinden bıktım
ama kaçacak yer de yok!
10. köy, 11. köy de palavra;
nereye gitsen kaçış yok arslanım!
Yalan yalan!..

Bıktım!..
köpek gibi
tilki gibi
yer yer koyun gibi meymenetsiz
hayırsız, kifayetsiz bakan suratlar...

ayakkabı kokan
pis, leş gibi çorap kokan
o zavallı öküz ifadeler
zımpara sakallı ayı bakışlar
kendince delikanlı
kendince cesur
beş para etmez domuzlar!..

Yüzdeyi sorma bana
üzülürsün vallahi!

Bıktım hocam ben
bıktım!
Ne diyon sen?!..
Kimi kandırıyon arslanım?!

Medenileşecekmişiz,
okuyup, öğrenecekmişiz,
mürekkep yalayacakmışız...

Bütün tarihi yalatsan sen bize
en baştan;
bi bok olmaz hocam!
Bıktım!..

Kimi kandırıyon sen arslanım?!
Yalan
hepsi yalan!..


Ömer Dalman (15.06.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman


13 Haziran 2008 Cuma

Dünya puşt

Eninde puşt
sonunda puşt
kapıda puşt
pencerede puşt
işlerde puşt
kazançta puşt
bilgide puşt
felsefede puşt
aşklarda puşt
sevgide puşt
yıllarda puşt
aylarda puşt
öpüşte puşt
sokuşta puşt
serinde puşt
sıcakta puşt
haberde puşt
sanatta puşt
sağlıkta puşt
tabutta puşt...

Eninde puşt
sonunda puşt
uzakta puşt
yakında puşt
şehirde puşt
kıtada puşt...

Ne dersen de sen de puşt;
faydası yok debelenmenin
bu dünya tümden puşt...


Ömer Dalman (13.06.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

Önüm-Arkam Puşt

Önümde puşt,
arkamda puşt,
sağımda-solumda puşt...

Dışarıda puşt,

içeride puşt,
en yakınımda puşt,

uzağımda puşt...

Çizdirmemek kafayı,
kaybetmemek mantığı mümkün mü?!
Kontrolü elden bırakmamak yer yer,

üzerine yürümemek birilerinin mümkün mü?!

En baştan kararını vermiş büyük puştlar
bu, ezen-ezilen düzeninin...
Kapana kısılmış aksi yöne merak salan.
Yıllar boyu değişmemiş bu gerçek;
girdikçe girmiş en ufak noktalara kadar...

Dışarıda puşt,
içeride puşt,

en yakınımda puşt,
uzağımda puşt...

Çizdirmemek kafayı,
kaybetmemek mantığı
dalmamak günün birinde
elinde satırla
puştların arasına
yakın-uzak ayırt etmeden
mümkün mü dostlar
mümkün mü?!



Ömer Dalman (13.06.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

12 Haziran 2008 Perşembe

Üzerine sifonu çektim

Dünkü aptal yöneticinin
iptidai
prosedürsüz

işi tanımayan müdahalelerini,
bütün haftanın iş stresini,

birbirine karışmış,
arapsaçı olmuş ekibin kıroluklarını
tek sıçımlık yumuşak bir boka ekleyip
bir güzel kanalizasyona yolladım
bu sabah!

ve üzerine büyük bir 'oohhh' çektim.

Hala kıçım sızlarken
bütün gereksiz aptallıklardan
'olsun' dedim, 'rahatladım işte'
ve cani bir tavırla arkasından bakıp
onların etkilerinde cıvıklaşmış bokumun
üzerine sifonu çektim!

Tıpkı
tıpkı 'sizi saymıyorum'
'şeyimde bile değilsiniz!' der gibi
klozetin kapağını
üzerlerine kapadım!



Ömer Dalman (21.06.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

2 Haziran 2008 Pazartesi

Delikanlı Kanki

Dedi ki Delikanlı Kanki;
fenomen gibi adamsın üstadım.
Yolda-sokakta Memati,
karıların yanında Güllü Erhan,
fiş çekerken ve kafa güzelken

Büyük İskender'sin...
Ben de şaşırdım vallahi sen nesin!..

Haklısın dedim kendisine;
bütün benlikleri çıkardık suyun yüzeyine biz,
yaşarken öldük,
ölmeyi bildik,
hayata öyle bastık ayaklarımızı kardeşim.
Dönekler gibi, satıcılar gibi
politik köpekler gibi değil!

Ondandır benliğimizdeki bu çelişki,

bu kaos...
Herkesle düşüp-kalkmaktan
bin yüze böldük o tek kutsal yüzü...
Ondan hiçbiri tanıyamaz
tam olarak aklına koyamaz bizi!...
Güvenemez bir türlü tam anlamıyla,
yansımalarımızdan korkar.

Ama dert etme sen,
senin için yine tek'im.

Yerine göre artık
hem köpek oluruz, hem ejderha
hem puşt...
Ama emin ol;
o her yeri kaplamış puştlardan biri asla!..

(Delikanlı Kanki'ye selam olsun.)


Ömer Dalman (02.06.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

1 Haziran 2008 Pazar

Balçık Zemine Rugan

Siz önce bu kanı,
ruhları emilmiş vatandaşa
sağa sola saparken caddelerde
sinyal vermeyi öğretin de;
sonra
ülke çapındaki yolsuzluğun,
puştluğun, götürücülüğün,
düzensizliğin peşine takılırsınız!

İşe
yere basan
o çamurlu zeminden başlayın ki;
emekleriniz boşa çıkmasın!

Balçık zemine
rugan ayakkablarla girme aptallığını
her seferinde sergilemeyin!


Ömer Dalman (01.06.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman