26 Aralık 2008 Cuma

Akrabanın Ettiğini

Akrabanın akrabaya ettiğini
edebilir mi dostlar
akrep?

Bilebilir mi o
en ince noktalarını karşısındakinin?
Vurabilir mi tam da kalbinin ortasından?
Aç-susuz, kimsesiz yakalayabilir mi
ustalıkla
tam da ayakta duracak hali kalmamışken?..

Akrabanın akrabaya ettiğini
akrep etmez dostlar.
Yalan mı?!..

Sırtlanlar gibi, çakallar gibi,
akbabalar gibi
çölde bitap yakalamak varken,
akrep gibi açıkça sokmak neyine?!
O kadar dürüst olabilir mi dostlar?

Sinsi
dönekçe
arkadan vurmak varken
doğrudan vurabilir mi iğnesini
kurbanına
şu bizim akrep gibi?..

Akrabanın akrabaya ettiğini
akrep edebilir mi dostlar?..

O kadar hesapçı, pazarlıkçı
olabilir mi akrep?
vurabilir mi kurbanını arkadan dostlar?!..


Ömer Dalman (26.12.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman



Dumanlarımı üflerim

Dumanlarımı üflerim o temiz yüzüne.
puromun küllerini silkerim

o ufacık dünyan üzerine!
Deme bir daha
çok farklı benim dünyam seninkinden diye sakın!

Sığınma küçük ortamının
olmayan gizeminin saçakları altına.
Sağanağımdan yıkılırsın
zatürrelere boğulursun.

Sadece uzlaş benimle
teslim ol ara sıra
ve sakın damarıma basma bir daha !

Susacağın zamanı
konuşacağın zamanı iyi ayırt et;
zararlı çıkma!..


ve sakın bir daha bana
deme
çok farklı benim dünyam seninkinden diye!

Puromun küllerini silkerim
o ufacık dünyan üzerine!
Boğulursun
ve o temiz yüzün
ummadığın anda kirlenir!

Akıllı ol;
uzlaş benimle
kandır beni bazen
hatta
ve alttan al...


Ömer Dalman (26.12.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman



20 Aralık 2008 Cumartesi

Seçimi Bana Bırakma

Adım gibi hatırlarım
söyledimdi ben o gece
yine geldiğinde beni almaya
bana bırakma seçimi
kendin al diye!

Dinlemedi ki Baba...
Sevgisinden şu yaramazına
bıraktı o son kapının kulbunu
yine elime
bekledi oracıkta
gelir miyim, kalır mıyım diye...

Yapamam!
dediydim aynen
sen kendin al bildiğin gibi
bana bırakma diye!..
Arkamda iki gülüm var
kendim yapamam
sorma bana ve yap diye!..

Yapmadı yine
kendi ellerime verdi kapının kulbunu!..

Bekletince sonra ben Baba'yı
geri çekildi düzenimden
müdahale olmasın diye.


Öyle bir sevgiymiş ki bendeki sevgiliye
o bile ellemezmiş
kesemezmiş kendi elleriyle
bu ipi...
Ayıramazmış kendi elleriyle beni
iki gülümden...

Halbuki bezmiştim artık
dayanamaz olmuştum!

Ama yapmadı
dinlemedi.
Bekledi...
kendim yapayım diye
ve yapmayınca ben yapmam gerekeni
çekti gitti yine!..

Alem senin dedim Baba'ya
saygım büyük dedim.
Döndüm uyudum sonra.


ve kahrolsun!
yeni bir sabaha günaydın...


Ömer Dalman (20.12.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman


Bilir misiniz?

Yine sayısız sabah çayı
bir duble Türk Kahvesi
ve sayısız ufak puro...

Yine dumanlar sarıyor odamı
karşımda monitör
ben dünyaya cızlarken sözümona
bastırılması namümkün isyanlar gönlümde
kalbimde dağlanamaz yaralar
dilimde o kesif katran tadı...

Fonda Enigma
tıngır tıngır...

Bir de sorar arkadaşlar
nereden çıkar bunca fikrim diye!

Derim ki onlara ey sevgili
acıyı bilir misiniz?
İlle iş-güç değil
daha beteri var, bilir misiniz?

Acının gönül merkezlisi en beteridir
en sarsıcısı
depremden de beter...
Bilir misiniz?..

Ne yapsan bastırılmaz o zaman isyanlar
dağlanmaz yaralar
acısı dinmez
katlanılmaz tutumlar...

Yine bir haftasonu sabahı...
Sayısız içilen çay
bir duble Türk Kahvesi
ve sayısız puro dumanı ile ben
yine sevgine duacı
çaresiz...


Ömer Dalman (20.12.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman


9 Aralık 2008 Salı

Şov bekleme

Şov olmaz her zaman yaptıklarımız
hit şarkılar iyi gelmez her zaman kulağa
aldatır anlık yükselişler
ruhta da, bedende de
hatta kültürde...

Aldatma kendini
ışıklı, bol patırtılı ziyafetlerle
doymaz bu mide her zaman.

Yavaş ve usulca
tadında yenir bazı yemekler.

ve inan böylesi daha iyi
daha özel...
hazmı kolay

daha kalıcı
daha sağlıklı...

Şov bekleme her zaman yapılanlardan
bol alkış sesleri takip etmese de benliğini
durma, vazgeçme, diren!

Sakin rüzgarların müziğini de dinle.

Var bir bildiği bilgelerin
sükun kal
yetin bir şeylerle

ve bekle...


Ömer Dalman (09.12.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

Aşkıma...

Uzaklaşan
büyük ve zavallı ruhumu
ancak böyle gümbür gümbür
müziklerle
şarkılarla, türkülerle kandırıp
geri çağırıyorum.

Cilvelidir ruhum
beni bile dinlemez hemen.

aaah
bir de yanında sevgin olsa
çiçeklerle, mis kokularla...


Ömer Dalman (09.12.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman


4 Aralık 2008 Perşembe

Günah mı?

Anladım hayatı
ucuz oyunları
safsataları
yıkamacıları
yağlamacıları...

Gördüm yağmur tanelerini

karda koşmaları
sağlığı, mutluluğu
mutsuzluğu...
Hepsini gördüm
anladım hayatı.

İntiharı gördüm yanıbaşımda
yakınımda, uzağımda
anlamaya çalıştım.

Ve hep şu soru belirdi
zaman zaman aklımda:

Allah'ım
intihar en büyük günah dedin, tamam
başım üstüne.
Peki ama
karı dırdırından,
ev cehenneminden kurtulmak için intihar;
o da günah mı?..

Ateşten kurtulup
sulara kavuşmak,
öylece koynunda bulmak kendimi;

o da günah mı?
sen söyle...


Ömer Dalman (04.12.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

2 Aralık 2008 Salı

Öze dönüş mü?

Demir alış bir limandan ötekine...
Kapatış bir perdeyi
bir sahneden diğerine...

Bambaşka oyunlara, figüranlara
oyunculara
başrol oyuncusu ben olmak üzere bu sefer...

Bir öze dönüş sözümona
esas mesleğe
mimarlığa...

Yaptıkları işe bir tutsalar da kendilerini
hiç bir zaman onaylamadım bu safsatayı.
Aynam iş de değil
tuttuğum ekmek de benim!..

Sadece ben
ben
ve yine ben...
Tek başıma
tek ve uzun bir yolda...


Ömer Dalman (02.12.2008)
www.antoloji.com/omer_dalman