4 Ocak 2009 Pazar

Yuh sana!

Yuh sana
beceriksiz
kütüğün teki
bükülmez demir gibi karşımda!

yine becerenedin iki kalem işi
edemedin iki laf
bağlayamadın beni rutine
yamacına çekemedin

yuh sana!

Az haberin yok mu söz sanatından
manevralardan
esneklikten
kadınlıktan, erkeklikten?..

Yuh sana beceriksiz!
yine üç kuruş aklına kurban ettin
aldın hayat enerjimi bedavadan
heba ettin bu ruhu!..

Kütüğün teki

bükülmez demir gibi karşımda
bu ne inat be kadın
hayata,

pırlanta gibi ruhtan olmaya
bu adamdan olmaya değer mi?!

Yuh sana beceriksiz!


Ömer Dalman (04.01.2009)
www.antoloji.com/omer_dalman


Senin için be gafil

Senin için güçlenmiştim
kuşanmıştım bütün silahlarımı.
Neyim var, neyim yok
senin için almıştım tekrar ellerime
yollara çıkmıştım tekrar
yağmur çamur demeden
umursamadan ters rüzgarları
senin için almıştım bu koca riski üstüme!

Korkma halimden diye
uzaklaşmayayım yine diye
ağlamıştım ben
senin için.
O yaşları sünepelikten değil,
delikanlılıktan dökmüştüm yollarına
senin için!

Hala vakit varken
hala kurumamışken göz pınarlarım
içim hala sızlarken senin için;
akıllı ol, kadın ol
yap yuvanı
sıcacık ısıt beni be gafil!


Senin için kuşanmıştım bütün silahlarımı
risklerimi!
Senin için yakmıştım bütün
o karanlık giysilerimi
yepyeni bir yola doğru
senin için yüklenmiştim kaderimi
gözyaşlarımla sulamıştım dualarımı
senin için be gafil!

Azıcık akıllı ol...


Ömer Dalman (04.01.2009)
www.antoloji.com/omer_dalman

Kaç kere?

Daha kaç kere paketleyip gizemlerimi
sokuşturup koltuğumun altına
yolcu edeceksin beni
kendi bilinmezliklerimde
bir karanlık yolcusu olmaya?..

Daha kaç kere
kaç kere bu kör kadere imzanı atacaksın
hiç endişe etmezmiş gibi?..

Yüklenmişim yıllarımı, heyecanlarımı,
renklerimi, karanlıklarımı
gelmişim kapına defalarca
çalmayı bırak
yumruklaya yumruklaya girmeye çalışmışım
senden içeri...

Ya sen
daha kaç kere bu kader misafirinin yüzüne
o kapıyı kapatıp
az önce kapıda ben yokmuşum gibi
arkanı dönüp gideceksin
o sıcak, tek göz yuvana?..

Daha kaç kere koltuğumun altına kıstırıp
yıllanmış gizemlerimin ikramını sunarken ben
yollayacaksın kör karanlık kaderime?


Kaç kere
hiçbir şey olmamış gibi dümdüz
tepkisiz
ne kızgın, ne sevinçli
o ifadesiz yüz ile
beni kendime uğurlayacaksın?..

kaç kere?..


Ömer Dalman (04.01.2009)
www.antoloji.com/pmer_dalman


1 Ocak 2009 Perşembe

Paramız Yenileniyormuş

Paramız yenileniyormuş yine
Bankalardan reklam epostaları gelir olmuş
almış yürümüş herkesi bir umut
bir coşku
sözümona bir nevi tazelenme ruhlarda...

Pehhh!!!
Ne diyonuz lan siz öyle?!
Yalanınıza kurban olayım e mi?!..

Markalar yenilenir
sıfırlar atılır
paralar allanır pullanır da;
ne alaka yani
bu ne niyet, ne kısmet
ne sebeplenme?!

Giren ne, çıkan ne ki ruhlarınıza?!..
Hay yalanınıza
avunmanıza kurban olayım e mi?!

Paramız yenileniyormuş yine
almış yürümüş herkesi aciz bir umut
bir coşku...
Sanki aydınlanıverecekmiş gibi ruhları,
yüzlerde yalandan birer gülücük...

Bir olmuş ruhlar deniz seviyesiyle
eller, ayaklar batakta
hareketsiz de;
hala kandırır kendilerini acizler.
Önlerinde aydınlık belirmişçesine yalancı
avunmadan ötede olmayan
zavallı kırılmış iradeler!

Daha çok yeni model eşya
elektronik allama-pullama
ve daha bir çok yeni para birimi beklersiniz!

Bekleyin varsın;
hayat akıp gidiyor zaten
ayaklarınızın altından!


Ömer Dalman (01.01.2009)
www.antoloji.com/omer_dalman