27 Nisan 2008 Pazar

Kolpalar Kralı Aldı Yürüdü

Kolpalar Kralı Eski Kanki
aldı yürüdü
bu aptal insan topluluğunun
demode beğenileri eşliğinde.

Kendine o bile bir yer edindi
bu kokuşmuş zeminde.
Bağrına bastırtmayı bildi kendini millete!

Yalanladı, cilaladı

yer yer yağladı yanaşanlarını
kendine sempatiler kurguladı
ve bunu bir güzel de yedirdi
aptallar topluluğuna.


Hepsini
sürünün önündeki çoban gibi gerzek

kendi uçurumuna sürükledi.
Kendi arzularıyla aşağı yuvarladı.

Aptal sürüyse
tümüyle büyülendi

aldatıldı, kolpalandı ve yağlandı!
Gafiller kuyusuna düştü.
Kolpalar Kralı Eski Kanki'nin
eskittiği 3 kankinin
uyarılarına kulak bile vermeden
kendi aptallığını tescilledi!

Bu toplum tarih boyu
ne büyük kolpaları bağrına bastı
kazıklandıkça kazıklandı
satıldıkça satıldı da
iflah olmadı.

Gel Kolpalar Kralı Eski Kanki gel!
Daha bu toplumda
bu pislik, balçık, cahil zeminde
senin gibi puştlara
hektarlarca yer
ve aptallar boyu enayi
hangarlar gibi geniş salak gönüller var
gel!


Ömer Dalman (Nisan 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

Kibar ol

Hadi biz delilik ettik
ordunun arasına süngümüzle
Allah Allah diye daldık
ölümden korkmadık
ona-buna sardık
küfürledik, tokatladık, tartakladık.
Hiçbir şeyden korkmadık
kör ettik gözlerimizi
kılıfımızdan bir an önce
sıyrılmak için.

ama sen yapma, etme...
Biraz kibar ol bilgeliğe karşı
ondan hakkını
maddeyi tekmeleyerek
söverek, iterek isteme.
Biraz yumuşak ol...

Delilik ettik biz
biliyorum.
Ama etmesek de biz 'biz' olamazdık.
Buydu bizim de görevimiz.

Yeri geldi
bilgiyi bile tanımadık.
Sadece ve sadece kendimiz olmaktı derdimiz.
Bunu da yaptık
söke söke aldık kendimizi
bilgelik şartımız buydu bizim.
Yoktu başka çıkar yolumuz.

Sert oldu biraz zaferimiz

ama kazandık.
Ürünlerini ise göreceksin çok yakında.

Ama sen sen ol
yine de
biraz kibar ol bilgeliğe karşı.

Çünkü biliyor musun;
O kimi nasıl burada tutacağını çok iyi bilir.
O'nun çapalarını alman bu derin dipli denizden
çok zordur.

İnan bana
ellerin kanamadan yapamazsın.
Bu yüzden sen sen ol
biraz kibar ol bilgeliğe karşı.


Ömer Dalman (Nisan 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

Sana İkramı

Allah'ın müdahalesi bu
o karar vermiş almaya seni.
Önünü açmış,
kapamış hayat perdeni.
Kurtarmış oyundan seni bir kere.

Aniden veya bekletmeli
ne fark eder?

Dert etme
gideceksin
gönlün rahat olsun.

Arkana bakma
mazeret olmaz sevdiklerine.
Haklar geride kalır
Yaratan'ın devreye girdiğinde
aydınlanır bütün karanlıkların.

İçin rahat olsun
Allah'ın müdahalesi bu,
sana ikramı...


Ömer Dalman (Nisan 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

23 Nisan 2008 Çarşamba

Gayet yakın

Adamda bok gibi para
bok gibi makam, güç...
Elinin altında kocaman 14'lük
ama neresinde

ve ne bokuna taşıdığı belirsiz...

Bir o kadar da doğal
bildiğin insan!..
Hem de yanıbaşımda sık sık
işimle alakasız
gücümle alakasız
ama gayet yakın...

Hatta en az
en az benim kadar 'insan'...

Üzerimdeki kesintisiz bir gölge...
Kimi zaman lehime
kimi zaman aleyhime
ama kesinlikle kendi gibi...

işimle alakasız
gücümle alakasız
ormanlar kralı...
ama gayet yakın...


Ömer Dalman (Nisan 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

21 Nisan 2008 Pazartesi

Döve Döve

Varsa eğer gücün bu alemde;
doğru işi, düzgün işi,
istediğini,
olması gerekeni adam gibi
gerekirse döve döve,
itekleye itekleye,
binbir tehditle,
sırtına vura vura yaptıracaksın!

Varsa eğer sıkı götün bu alemde
ve ensen gerçekten kalınsa;
güzeli, iyiyi, doğruyu görmelerini bile
döve döve,
ite ite,
tartaklayarak en nazlı yerlerinden
öyle sağlayacaksın!

Varsa başka kesin çözüm
gel bana da anlat!
hani bir ihtimal, belki?..


Ömer Dalman (Nisan 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

20 Nisan 2008 Pazar

Daha dur bakalım

Yaratıcılık öldürülüyormuş ülkede.
Geliştirici fikirlerin, projelerin
dibi kurutuluyormuş.

Beyni çalıştıranlarsa
dışarıda alıyorlarmış soluğu.

E doğru tabii!
Yeni mi öğrendin hocam?!..

İnsanlar anlık yaşıyorlarmış,
2 gün sonralarını bile hesaplamaktan uzak,
anlık dürtülerle,
bırakıp projelerle yaşamayı
götü kollama işinden başka
bir şey düşünemiyorlarmış.
Bunu bile

zar zor hallediyorlarmış.

Birbirlerine karşı çok kolay
düşman oluyorlarmış.
Bir tavuk için gayet kolay
bir insan öldürüyorlarmış!

E doğru tabii!
Yeni mi öğrendin hocam?!..

Hem daha dur bakalım
bunlar iyi günlerimiz!


Ömer Dalman (Nisan 2008)
Serdar Turgut-Dr. Yankı Yazgan
Akşam-Pazar 20.04.2008
yazısından ilhamla...
www.antoloji.com/omer_dalman

18 Nisan 2008 Cuma

Kamera Tipi Organlar

Yakında hepimizin
bir adet ensemizde,
bir adet kıçımızda
kamera tipi organlar çıkacak
mutasyon gereği,

çevre şartları gereği,
onun-bunun g-g-greği!

Ensemizdekinin görevi;
arkamızdan yaklaşan
gammazcıları, kazıkçıları, hortumcuları
ve sinyal vermeden bir anda
direksiyonu sokağa kıran puştları
önceden farkettirmek...

Kıçımızdakinin görevi;
hergün yemeğe-yutmaya alıştığımız
uğrunda yırtındığımız
tip tip kazıkları
kıçımıza girmeden önce en azından
görüp,
psikoljimizi

kazığın kalınlığına göre ayarlatmak!..

İşte bu yüzden efendim
yakında hepimizin
bir adet ensemizde,
bir adet kıçımızda
kamera tipi organlar çıkacak!

mutasyon gereği,
çevre şartları gereği,
onun-bunun g-g-greği!


Ömer Dalman (Nisan 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

Nasıl dolduracaksın?

Hayatın boyunca
sadece evinle ilgilendiysen
işine gücüne akıttıysan bütün enerjini
ve etrafındaki o kitleye...

sadece zevklerin peşinde
paranın, sefanın peşinde harcadıysan kendini
mutlu olmak için sözüm ona...

İçine hiç dönmediysen
hep dışarıları doldurup alabildiğine
içerileri bomboş
sessiz, bilgisiz
kimsesiz bıraktıysan

değişince önündeki sahne,
perdeler kalkınca önünden,
o bol ışık hücum ettiğinde üzerine
çıkmaz mı ortaya içinin boşluğu uluorta?

O zaman ne yapacaksın?
Nasıl dolduracaksın?..


Ömer Dalman (Nisan 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

6 Nisan 2008 Pazar

Bir Tabak Pahalı Yemek

Artık hiç şansınız yok!
Boşuna aksini düşünmeyin.

Zamane insanı size baktığında
ya kallavi, pahalı bir konut,
son model bir araba,
koltuğu ağır bir mevkii
ya bol kazanç ve yandan yanaşma
ya da en azından
en lüksünden
pahalı bir tabak
et yemeği görür!

Ağzı hep sulanmış haldedir
hep aç... yeme derdinde
sizi bile!..

Sanmayın ki başka bir sebeple
bakar size
yanaşır yanınıza...


Boşuna ümitlenip de
beklemeyin
manevi değerler
ve samimiyet...

Artık hiç şansınız yok!
Bari kabullenin de
şık bir tabak pahalı yemek olun!


Ömer Dalman (Nisan 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

Hızlı gittik

Hızlı başladık evet...
Hızlı gördük sonunu işin.
Hızlı daldık derinlere,
ölümüne gittik aşkın üzerine.
Hızlı kor olduk, küllendik.

Daha mola bile veremeden
ateşten ateşe koştuk
körüklerle!...

Hızlı başladık...
çok hızlı!
Konuşmalar geride kaldı
her şeye karşı 3-0 öne geçtik.
Kendimizi geride unuttuk
yarış başlamadan
sona vardık.

Şimdi artık
yandı bütün bu şehir,
kafeler, oteller,

sokaklar...
Yandı bütün bildikleri herkesin
hiçe saydık hepsini,
kokuşmuşları
ve yandık...

Biz bu işe seninle
çok hızlı başladık.


Ömer Dalman (Nisan 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

5 Nisan 2008 Cumartesi

Adam arıyorum!

Adam arıyorum!..

Arkadaş ortamına girdiğinde
hali tavrı birden alabora olup,
ses tonu tiyatral bir tavra bürünmeyen,
destan kahramanı veya
komedyen edalarına girmeyen,

halen o

kendiyleykenki sessizliğini koruyan
kendi gibi tavırlanan

kasılıp, eğrilip, bükülmeyen,
adam gibi adam arıyorum!

Alo?!
Orada kimse var mı?!


Ömer Dalman (Nisan 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

Sosyetik ve Varoş

Bu iman işleri,
düşünce, iyi niyet,
felsefe işleri
kimdedir
kimdeki makbul
kimdeki hasarlıdır
hiç belli olmaz arslanım.

Bu yüzden
ne sosyetik, ne varoş
kimsenin üstüne doğrudan gitme,
arkasından konuşma, etiketleme
hiçbirinin günahını alma.

Boyundan büyük davranma.


Ömer Dalman (Nisan 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

Geyikli Biber Dolmaları

Aslında hiçbirinin
biber, yaprak sarma
veya

lahana dolmasından farkı yok!

Bedenleri desen sebzeden verimsiz
içleri desen
ince kıyım kıymadan bile bereketsiz
ruhsuz, tatsız
şişirme...

Aslında hiçbirinin
bozuk kıymalı biber dolmasından farkı yok.
Topunu koy bir kefeye
kiloca, gramca, fiyatça da olan bir bok yok.

Sizi, içi safi geyikle doldurulmuş
kıymasız biber dolmaları!!!..


Ömer Dalman (Nisan 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

Puşt olma!

Sakın ola
herkesin yüzüne gülen,
hep ara noktaya oynayan,
seçim yapmaktan uzak,
joker tipli
politik puştları
"Mevlana gibi adam" diye
orada-burada anlatma.
Yalan yüzlerine alet olma,
yalanlarını yayma!

Ne alakası var!?
Biri iki yüzlü politik zamane puştu

öteki
gerçekten de "Ne olursan ol, yine de gel" diyen
koskoca Mevlana!..

Kimin cennetlik,

kimin cehennemlik olduğunun bile
adım adım gizlendiği,
gerçeklerin örtülendiği günümüzde
sakın ola
politik zamane puştlarının
yalancı geniş gönülleriyle
koskoca Mevalana'yı
birbirine karıştırma
sen de puştluğa alet olma!

puşt olma!


Ömer Dalman (Nisan 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

2 Nisan 2008 Çarşamba

Kim?

Tarih'i kim başlattı?..
Kim bütün bu olanlara izin verdi?..
Kimler bizleri devamlı şekilde uyardı?

ve şimdi yakın zamanda
tarih'e son noktayı kim koyacak?..

Karıncalar gibi birbirinin peşinde
3 kuruşluk amaçlarla debelenirken
insanlar,
yukarıdan gelecek olanı
kim gönderecek?..

Şüphelenmeye başlamalı artık nefesimizden
yukarıdaki atmosferden.
Düşünmeye başlamalı her yattığımızda
neden uyunduğunu?..

Uykular herkesi rahatsız ettiğinde
işte bu soruların da cevapları
herkeste doğacak.


Ömer Dalman (Nisan 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman

Atın mesajlarınızı!

Bırakın atın şu cep mesajlarınızı
msn'lerinizi ve hatta epostalarınızı!

Derin meselelerinizi,
içsel durumlarınızı, sıkıntılarınızı
aşklarınızı, çıkmazlarınızı
çözmek imkansız bu yolla...

Aldatmayın kendinizi!
Yalnızca oyalanırsınız
ve hedeften saparsınız
yan yollarda debelenirsiniz.

Bırakın atın şu cep mesajlarınızı!
Yazılarla yollamayın birbirinize benliklerinizi.
Yazı ilüzyon
yazı hayal!
ve sizler
kendi tanrılarınızsınız yazılarınızda
çok güçlüsünüz!
Başka tanrıya yer yok orada
sizden başka!

Başka ses, başka nefes
galip gelemez
mümkün değil yazılarınızda!
Hep zafer hep zafer olur mu?
Yalandır böyle hayat...

Bu yüzden kaldırın atın
yazılarınızı aranızdan.
Tertemiz, dupduru
saf yüzünüzle
yüz yüze gelin karşınızdakiyle
neyse içinizdeki onu verin.

Tanrılığı oynamayın böylece
sadece
en basit ve net haliyle
siz olun
bir insan gibi...

Kaldırın atın yazılarınızı
ilişkilerinizde.
Yoksa; emin olun
sapacaksınız hedeften.


Ömer Dalman (Nisan 2008)
www.antoloji.com/omer_dalman