21 Mayıs 2009 Perşembe

Doğru Cehenneme

Tutun kendinizi tutun!
İyice sıkın boğazınızı ellerinizle...

Nefes bile almayın
aldırmayın!
Sınırlarını daraltın iyice özgürlüğün ki;
kimse rahat düşünemesin.

Zevkleri sıfırlayın
sadece gereklilik olsun şu boktan hayat.

Aman kimseye yanaşmayın
koklaşmayın
yalaşmayın
elleşmeyin
hatta aşk bile yaşamayın
yaşatmayın!

Ne yararı var böyle şeylerin?!
Hepsi fasa fiso...

Tutun kendinizi
belinizi
ellerinizi
ayaklarınızı
düpedüz bağlayın!

Ama sonunda öyle bir isyan edecek ki
fındık kabuğuna tıkılmış ucuz ruhlarınız
çatır çatır çatlayacaksınız da
çok geç olacak...

Ne kendinizden
ne bütün bu dünyanın sakinlerinden
af bile dileyemeyeceksiniz!..

Doğru Cehennem'e!!!..


Ömer Dalman (22.05.2009)
www.antoloji.com/omer_dalman



İzmir'e Gideceğim Yarın

Tamam
seyahatleri
hele iş için değilse
herkes sever.

Gideceğim yarın İzmir'e
doğduğum yer
çocukluk hazinelerinin gömüsü...

Annemleri göreceğim
teyzemleri göreceğim
hatta gitmişken
teyzemin kızına yüzük takacağız.
Bando Sezai ile küfürleşip, oynaşacağım!
Gonk Video Yılmaz'a uğrayacağım
anılarımın adamı...

Halamı da göreceğim
çayını içeceğim.

Bir muhabbet götürecek yani İzmir'i
benim misafirliğimde.
Keyif dumanları dolacak mekanımıza
rakılar, viskiler, şaraplar gırla akacak.

Ama Cici Kuş'um
bir tanem
biliyor musun;
daha henüz yarın olmadı
geceyarısı
ve ben şimdiden
seni özlememin derdine düştüm!?

O yatakta tek başıma
sıcacığından uzak
nasıl uyuyacağım diye
şimdiden sıkıldım.

Acaba çok içip de
mal gibi, leş gibi
hissiz mi uyusam?..

Daha gitmedim ama Cici Kuş'um
bekle...
Hele bir gideyim
hemen kollarına geri döneceğim.


Ömer Dalman (22.05.2009)
www.antoloji.com/omer_dalman



19 Mayıs 2009 Salı

Ne fayda?..

Ne Saylan'lar
ne alimler,
ne yüceler,
saf kişilikler çamura bulandı
üzerlerine kızgın alevler
zehirli sular damga edildi bizde...

Cenazeleri çok sesli
nehirler boyu insan selleri
dimdik ayakta alkışlarla bezendi ama
ne fayda...

Ne değerli müdürler
şefler,
firmalara kendini adamış yöneticiler harcandı
yeni gelen CEO'lar tarafından
gözlerinin yaşına bakılmadan
ocakları umarsızca sönerken.

çalışanlar gizlice kapandılar
ağladılar ağıtlarla ama

ne fayda...

Değil miydi zaten hep böyle bizde?

Cenazelerden sonra
ertesi gün
olmayacak mı yine

aynı tas, aynı hamam?

Kahırdan öldürülmeden önce
değerleri bilinseydi
topyekun basamak etseydik onları
zorlu kaderimize
fena mıydı?

Dillerinde tüy bitti zavallı cengaverlerin ama
ne fayda?..


(Türkan Saylan anısına)
Ömer Dalman
(19.05.2009)

www.antoloji.com/omer_dalman




17 Mayıs 2009 Pazar

Bunu Bana Yapma

Yapma...
lütfen bunu yapma...

Yoo
bu kadar kötü olamazsın!?..
Bütün inancımı geri alma.

Öyle arada bırakıyorsun ki beni
öyle bir şaşırtıyorsun ki yüzlerini
cenneti yaşatırcasına yardımlarınla
gönlümü kazanırken bazen
yön değiştiriyorsun
en ufak bir hatamda
-ki gerçekten çok ufak-
idama götürüyorsun!?

karalıyorsun?..

Ve sonra kırıyorsun
ses çıkartmamamı emredercesine
borçlu kılarcasına iyiliklerinden
gırtlağıma çöküyorsun?..

Hiç adil değil...
Lütfen yapma
bana bunu yapma...

Ödeyemeyeceksin diyetini
ruhumdaki karmaşanın
benliğimden akan gözyaşlarımın...
Taşıyamayacaksın
vicdanın ruhunu için için yerken
ayakların dermansız...

Kendini de düşün
yapma...
bunu bana yapma!..

Tersine gidiyorsun akan suyun
yapma...


Ömer Dalman (18.05.2009)
www.antoloji.com/omer_dalman




16 Mayıs 2009 Cumartesi

Yanılırsın

Bu sokaklar
maganda suyuna banılmış
çamuru içine sindirmiş sünger gibi karanlık
bu caddeler, bu mahalleler
düzelecek
medenileşecek sanma

yanılırsın!

Bu, balçığa oturtulmuş temeller
rotası şaşmış değer yargıları
kimliksizleşmiş
şeytanlaşmış
açgözlü yetenekler

kazanma hırsı
ortama hakim canilikler
ve denetim fakirlikleri
bir anda kalkıp gidecek sanma üzerimizden

yanılırsın...

Çıkıldı bir kere yoldan.
Yanlış amaçlarla büyütülmüşken
zavallı çocuklar,
eğitim tuzağıyla hortumlanırken
ceplerden paralar,
bölümlere, kategorilere,
türlere ayrılmışken toplum
birbirine düşman

ve en üstte
herşeyi bilse de aydınlar
bile bile izin verirlerken bu gidişe

yarın herşey daha güzel olacak,
aydınlık üstümüze çökecek,
herkes hakkını alacak
ülke eski değerine kavuşacak sanma be gafil

yanılırsın!..


Ömer Dalman (16.05.2009)
www.antoloji.com/omer_dalman





14 Mayıs 2009 Perşembe

Demirmiş, Tavmış!

Neymiş?!
Demir tavında dövülürmüş!!!

Lan yürü git!
Kır bir kere olsun zincirlerini
geçmişe tasmalarla bağlanmışsın!
isyan et bir kere rutinlere de
bir şeye benzesin tipin!

Ne yani?
Tavındayken dövmezsem demiri
sıkılıp, gidecek mi tav?!..

Öyle tavı da
demiri de yerim lan ben!
Azıcık sabrı, inancı yoksa bana
..ktirsin gitsin!

Tav 'tavım' diye gerinmesin
böbürlenmesin
demir de 'demirim' diye fazla teslim olmasın!
Hepsi haddini bilsin
kırılsın bu tasma dolu zincirler
hayatına renk gelsin insanın!

ve asla
kimin neyin tavı olursa olsun
isterse ağzıyla kuş tutsun
bir daha hiçbir aceleci tav da, demir de
yanıma yaklaşmasın
bana tav olmasın!

Vallahi ..ktir ederim
şaşırırlar!..


Ömer Dalman (14.05.2009)
www.antoloji.com/omer_dalman



13 Mayıs 2009 Çarşamba

Birleşin!

Birleşin ey şairler!
anlamayacak yoksa dünya güzelliği
güzel olunması gerektiğini!..

Ayrı çatılar altında pişse de yemekler
ayrı ofislerde çalışsa da bu kafalar
ve ayrı sokaklarda yürüse de ayaklarımız
birleşin ey şairler!

Mesafeler laf mı bizde?!
Gönül hattında birleşmek
anlık mesele...

Yanlışlara ilk tepkiyi
karanlık odalarımızda
uykudan önce
ama düzenlice
düşünerek verelim ey şairler!

Küçümsemeyelim düşüncenin gücünü
her akşam yollayalım isyanı
yollayalım gözyaşlarımızı
hatta yüzyıllık kinimizi
ta en yukarı!..

duyulacak çığlıklar
biz istersek...

Biriksinler her gece
tek bir top mermisi gibi
çaksın gök kubbeye...

O zaman da sürecek mi bu koca yanlış
bu koca yalan
utanmaz dünyanın
pislik kaderi
görelim!..


Birleşin ey şairler!
anlamayacak yoksa dünya güzelliği
güzel olunması gerektiğini!

Büyüyen bir ateş topu olalım günden güne
ve yıllarca dedikleri
'Allah'ın tokatı yok' lafını
tersine çevirelim
dingonun ahırı sanmasınlar dünyayı!

Birleşin
birleşin ve
fırtınasında düşlerimizin
ne olacaksa olsun.



Ömer Dalman (14.05.2009)
www.antoloji.com/omer_dalman




İnsan ol

Psişik'miş
pislikmiş
metafizikmiş
hassasmış
ruhsalmış
paspasmış
paslanmazmış
koçmuş
meditatörmüş
yogiymiş

emmeliymiş
gömmeliymiş
arkalı-önlüymüş

farketmez!..


Hepsinde var biraz benden
yeter ki biraz
doğal ol
'Sen' ol
harbi ol!..


Yankesiciymiş
akşamcıymış
şarapçıymış
molozmuş
müptelaymış
onun-bunun çocuğuymuş
yalanı meslek edinmiş
yalakaymış

farketmez!..

Yeter ki masama oturduğunda
indir yelkenlerini
bırak giysilerini
amaçlarını;
insan ol
kendin ol
samimi ol

benimle ol!..


Ömer Dalman (13.05.2009)
www.antoloji.com/omer_dalman



10 Mayıs 2009 Pazar

Anneler Günümüz Kutlu Olsun

Senin annen şimdi uzaklarda
benimkiyse daha yakın
sadece başka bir şehirde...

Ufak bir fark sadece aramızda
ben özleyince telefonla sesini duyuyorum.
Sen bir gönül uzaklığında anıyorsun
sesini duyuyorsun...

Uzak, yakın bir noktada buluşuyor.
Önemli olan
onları her daim gönülde taşımak...

Anneler günümüz kutlu olsun.


Ömer Dalman (10.05.2009)
www.antoloji.com/omer_dalman


4 Mayıs 2009 Pazartesi

Ana Kuzuları

Kaba gelir
kırıcı gelir ana kuzularına
az argo-az küfür karışık laflar
tavırlar...

Alınırlar, kaldıramazlar, taşıyamazlar.
Yediremezler aslında
gerçekleri kendilerine
ve de başkalarına.
Yakıştıramazlar hayatı kendilerine
olduğu gibi düz, katıksız.

Kaba gelir az argo-az küfür karışık laflar
ana kuzularına.
Gocunurlar çoğu zaman bir şeylerden
rahat edemezler
korunma kalkanlarını takınırlar
azarlarlar, büyüklük, efendilik taslarlar
karalarlar
ama tabii kibarca!..

Halbuki bilen
küfrün, argonun raconunu

tadını da unutamaz o harbiliğin
delikanlılığın.

Kenarında kalırsan hep gerçeklerin
yıkamalı yağlamalı
yalancı tarafını yaşarsın hayatın
gerçek sanırsın yüzündeki makyajları.

Ne zaman birileri harbileşse yakınında
satırlarda, dizelerde
gocunursun
alınırsın
taşıyamazsın...

Kaba gelir
kırıcı gelir ana kuzularına
az argo-az küfür karışık laflar
tavırlar...

Çünkü onlar
hiçbir zaman sahici olamazlar.


Ömer Dalman (05.05.2009)
www.antoloji.com/omer_dalman



Lan karı!

Lan karı
yeter hele!
Dur gayrı...
Az sus, laf etme
deşme fazla doğruları, yanlışları
eşeleme
oluruna bırak ki;
aradan sevgi sızabilsin
önünü kesme.

Lan karı
yeter hele!
Puro, kahve, çay duayeni yaptın beni!..
Bayi açacağım yakında sayende
bari işe yarasın mütelalığım diye!..

Sus biraz
atma riske kendini de
kalacaksın elimde!
Amma da cesaretlisin be!?..

Lan karı
yeter hele!
Daha fazla deli etme.
Akıllı ol
yüzün gülsün
sevildiğini bil
fazla deşme, eşeleme!..


Ömer Dalman (04.05.2009)
www.antoloji.com/omer_dalman



3 Mayıs 2009 Pazar

Anlarsın

Bardak bardak içilen geceyarısı çayları,
peşpeşe yakılan ucuz purolar,
bilgisayarının monitörü
ve o fondaki düşük ritmli müzikler
herkes çekildikten sonra odasına
en büyük yoldaşın
dert ortağın ve
en zevkli anların oluyorsa
nasıl da anlayıverirsin
gerçekten yalnız olduğunu
değil mi?..

ve nasıl da farkına varırsın
aslında en yakınındakilerden bile zaman zaman
bıktığını...
hayattan bıktığını...

İşte o zaman gerçekten yalnızsın.


Ömer Dalman (04.05.2009)
www.antoloji.com/omer_dalman



2 Mayıs 2009 Cumartesi

Domuz Gribi

Çin gribi
Rus gribi
Malta gribi
Kuş gribi
P...şt gribi
onun-bunun gribi
Domuz gribi...

Komaz bize bunlar
ormanlarda yetiştik biz
tanımayız onun-bunun derdini!..

Yıllar boyu sırtlandık
taşıdık, hamallandık
horlandık
pis pis pislendik
yılıştık, sıvıştık da
bana mısın demedik anam!

Panzehiri yanlış varoluşumuzdan
ters mi ters kabullerimizden aldık.
Tokata, kazığa
çiğ çiğ yenilmeye
bir ekmek peşinde emekleri
umutları heba etmeye tırpanlandık anam!

Geliyorsan sen de gel
bağrımız sana da açık sonuna kadar
Domuz gribi!..

Çin gribi hatta
Kuş gribi
onun-bunun gribi
P...şt gribi!..


Ömer Dalman (03.05.2009)
www.antoloji.com/omer_dalman