5 Aralık 2007 Çarşamba

Usta Acı Veren

Onu uykularında
gün içinde yalnız kaldığı dakikalarda
hatta düşüncelerinde takibe almıştı.

Acı vermeyi misyon edinmişti,
verirken almayı da yaşıyordu,
her iki tarzı da çoktan
benliğine geçirmişti.

Bütün düşüncelerini de kendine kopyaladıktan sonra
düpedüz karşısına çıktı bir gece
etten-kemikten gibi göründü
hatta kısa süre için öyleydi de...

İnanılmaz çekici
peşinden sürükleyici
gözleri karşısındakileri delen türden
kozmik bir dişiydi.
Hem de aşkı
onun üzerinden seviyordu.
O, onun ilk insanıydı...

O da acı zevkini dünyada yaşayanlardandı.

Gecenin zifiri acılı karanlığında
ruhuna maksimum sıkıntıyla kendini belli etmişti.
Hiç direnmedi bizim oğlan.
Sadece büyük bir teslimiyetle
gözlerine dikti gözünü.
Kollarını açtı iki yana
sadece bekledi.

Ortada hiç kan yoktu.
Hiçbir alet-edevat da...
Ama yine de onun her tarafını
hatta bütün karanlık odayı
büyük bir acı sardı!

Dayanılmaz oluşu
en çekici tarafıydı.

Usta Acı Veren
ona o akşam
bütün hastalıkların,
dönüşü olmayan kanserlerin
kırılmaların acılarını
tek tek
zevk ala ala
zevk vere vere yaşattı.

Her seferinde bizim oğlan
bayılacak noktaya geldiğinde
boşaldı
boşaldı...

Ölmeden önce acılarla ölmenin
ötesinde eğlendi
zevklendi.

Onu kendi yurduna geri uğurlarken
gözlerini son kez onunkilere dikti.
Öyle mutluydu ki!..

Kim bilir bir daha böylesi acıları
yine o Usta Acı Veren'den
ne zaman isteyecekti?..


İzler bedeninde değil,
hayatboyu ruhundaydı.
Tadını hep taşıdı...


Ömer Dalman (Aralık 2007)
www.antoloji.com/omer_dalman

Hiç yorum yok: